Geçtiğimiz Ramazan ayında bambaşka bir heyecan yaşadık, 85 gönüllüyü Afrika’nın 9 ülkesine; Kamerun, Burkina Faso, Nijer, Gana, Tanzanya, Sudan, Mali ve Fildişi Sahilleri ’ne uğurladık. Kara kıtadaki kavruk tenli kardeşleriyle beraber 20 gün geçiren gönüllüler; kimi zaman ellerine kazma alıp kardeşlerine su kuyusu açtı, kimi zaman erzak paketledi, kimi zaman harç kardı; inşaata destek oldu ve tüm zamanlarında kalpleri bir an olsun Afrika’nın güzel insanlarının samimiyetinden ayrılmadı.

2010 yılından bu yana devam eden Uluslararası Genç Derneği’nin (UGED) Afrika seferinde bu yıl, Türkiye İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı’nın (TİKA) desteği, Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı katkılarıyla, Hizmetkâr Üniversiteliler Nitelikli Eğitimciler ve Rehberler Derneği (HÜNER), İstanbul Gönüllü Eğitimciler Derneği (İGEDER) ve İstanbul Araştırma ve Eğitim Vakfı (İSAR) da projeye dâhil oldu.

Gönüllüler “Kıtalar Aşıyoruz, Gönüllü Yaşıyoruz” dedi ve gittikleri yerlerde öncü oldu, GENÇ’leşti; GENÇ’leştirdi… Burada anlatmaya kalksak sayfalar yetmez, bunu biliriz geçmiş tecrübelerden; yine de sizlere anlatalım dedik Afrika fatihleri ne yaptı; ne gördü, ne sevdi… Sonuç isteyen olursa sloganımız da dergimiz gibi ebedi tabii, bu sene de değişmedi: "Dünya bizi bekliyor!"


Kalbinizin Gitmediği Yere Ayaklarınız Gitmez

Muhammet Kılıçer / Fildişi Sahilleri

Bir Fildişi Sahilleri atasözü der ki: “Kalbinizin gitmediği yere ayaklarınız gitmez.” Elhamdülillah; artık hem kalbimiz hem de ayaklarımız Afrika’da… Fildişi Sahilleri Müslüman Okullar Birliği Derneği ile yaptığımız bir görüşmede, dernek başkanı hararetin bir hayli yükseldiği noktada, “Madem Afrika çölden ibaret, madem o hakir gördüğünüz Afrika fakir ve hasta, o zaman İngiliz’in, Fransız’ın Amerikan’ın ve daha nicelerinin kara kıtada ne işi var?” dedi. Biz bu sözleri tefekkür ederken dernek başkanı konuşmasına devam etti, “Sizler eğer şu an buradaysanız bu yalan perdesini aralamayı başarmışsınız demektir.” Evet, biz asırlardır yalanlara inandırıldık ama artık şunu çok iyi biliyoruz; gittiğimiz her yerden mesulüz!


Afrika Bizim Gönül Aynamız

Yunus Emre Gürcan / Tanzanya

Tanzanya’da aç, muhtaç ve dünyanın güzelliklerini görmemiş insanlar yok, orada kendi açlığımız, arzularına tutsak bedenlerimiz ve kendimizi tatmin ettiğimiz yalanlarımız var. Güzel hayatımızı rahatsız etmesin diye derinlere gömdüğümüz gerçeklerin vücut bulmuş hali var. Tanzanya ve Afrika, bizim gönül aynamız oldu. Bu dünyada güzel olmasına dikkat ettiğimiz yüzümüzden fazlasını gösteren sınavımız. Aç ve muhtaç olan bizleriz. Gözü doymak bilmeyen açlar ve elindekilerle yetinmeyi bilmeyen muhtaçlarız. Bir nebze de olsa içimizde şükür duygusu uyandıysa ne ala… Hamd olsun gidip de değişenlerden olduk.


Hayatım: Nijer’den Öncesi ve Nijer’den Sonrası

Ünal Aydın / Nijer

Sefere çıkmadan önce yanımızdaki hediyelerle, Nijerli kardeşlerimize çok şey katacağını zannederek seviniyorduk, oysa Türkçemizdeki “buyurun” anlamında kullandıkları “bismillah” kelimesiyle “mil” yemeğine davetleri bize, bizim onlara verdiğimizden çok daha fazlasını kattı. Onun bana sahip olduğu her şeyin yarısını teklif edebilmesi karşısında ben çok cüzi bir ikramda bulunmanın ezikliğini yaşadım. Evet, ben onlara çok bir şey katamadım ama onlar hayatımı “Nijer’den öncesi ve Nijer’den sonrası” diye ayıracak kadar değiştirdi... Rabbim bizleri de varını yoğunu “bismillah” diyerek kardeşleriyle paylaşabilenlerden eylesin.


Değişmek İstiyorum Dedim ve Değiştim

Sadettin Ergun / Kamerun

“Değiştirmeye gittiler, değişip geldiler” diye bir başlık vardı GENÇ Dergisi’nde; geçen yıllarda Afrika seferi yapan gönüllere ithafen… “Ben de değişmek istiyorum” dedim ve değiştim… Kamerun sefaletten, hastalıktan ve kuraklıktan; yani bizim televizyonda, internette gördüğümüzden çok daha fazlası… Kuran-ı Kerim halkalarında tahtadan yapılmış plakalara yazarak hafız olan çocuklar, bir beyaz Müslüman görme sevinciyle selam verme yarışına giren amcalar ve dağıtılan bir paket erzak karşılığında duyduğu minnet gözyaşlarından okunan kadınların hali hâlâ aklımda… Bu milletin doğrulup kendine gelmesi, öz benliğini bulup tüm boyunduruklardan kurtulması için daha yapılacak çok iş var.


Türkiye’den Geliyorsanız Sizi Çok Sevecekler

Sadık Enes Çetinkaya / Mali

Mali’de ülkeye can veren koca Nijer Nehri, alabildiğine düz yeşil araziler ve kırmızı topraklar vardı... Ziyaretimiz boyunca çocuklarla çok güzel vakit geçirdik. Bir keresinde o kadar çok çocukla vakit geçirdim ki ‘fareli köyün kavalcısı” diye ekipte lakap taktılar. Biraz Bambara (yerli dil) öğrenmiştik ki Malilileri mest ettik, acayip seviyorlar. Bunun yanında saatlerce közde demlenen “kenkeriba” çayları ve tabi ki benzersiz tadıyla mango meyvesi harikaydı! Derdi olan, Afrika sevdası olan herkesin Mali’yi ziyaret etmesini tavsiye ederim! Türkiye’den geliyorsanız ve tebessüm ediyorsanız garanti veriyorum sizi çok sevecekler!


Yüreklerimiz Rabıtalandı

Huzeyfe Erdemir / Sudan

Sudan’da bir gün, hafız yetiştiren bir yetim okuluna gittik. Sınıflara girerken verilen selama topluca ayağa kalkarak ‘ve aleykümselam’ diyerek ve bunu uzun bir şekilde söyleyerek bizi karşıladılar. Sınıflarının topraktan zeminini yıkarkenki gülümseyişleri gözümden gitmeyecek bir andı... Daha birçok hikâye, anı ve yaşanmışlık Sudan’da bizi karşıladı. Sayfalar dolusu anlatılacak olay ve hissi yaşadık bu güzel Afrika ülkesinde. Geriye ise sekiz güzel kardeşlik ve kara kıtayla rabıtalanmış kalpler kaldı. Rabbim bizlere tekrarını, gitmeyenlere ilklerini nasip etsin.


21 Yaşındayım, Peki Ne Yapıyorum?

İsmail Yasin Avcı / Gana

Sene 2015 değildi Bargbaln köyünde. Yol yok, elektrik yok, okul yok... En yakın su kuyusu 2 kilometre uzakta... Bunca imkânsızlığa rağmen her gün başka bir köyden, Bargbaln köyündeki çocuklara sırasız ve tahtasız bir mescitte eğitim vermeye gelen 24 yaşındaki Abdulfettah hocayla tanıştık. Abdulfettah hocanın 21 yaşından beri Bargbaln köyüne gelip gittiğini öğrenince sarsıldım, bir an durdum ve düşündüm, “Ben şu an 21 yaşındayım, peki ne yapıyorum?” Silkelenme vakti hâlâ gelmedi mi? Ve soruyorum tüm kardeşlerime: Bin bir nimet ve bolluğun içinde, amiyane tabirle “şımardığımızın” farkında mıyız? Ümmet, dünya, Gana, bizleri bekliyor dostlar...


Şimdiden Özledim

Mehmet Işıklı / Uganda

Afrika denilince zihnimde oluşan algı açlık ve susuzluktu. Ama oradaki insanlar ilginizi, tebessümünüzü, hemhâl olmanızı hiçbir yiyeceğe değişmiyorlar. Kâinat boşluk kabul etmiyor tabii... Bizler yeni yeni artık biz de varız demeye başladık. Bu ziyaretimizle dünyanın bizi beklediğini iliklerimize kadar hissettik. Bizim oralara gitmemizin onlardan çok bizim ihtiyacımız olduğunu anladığımız bir güzel tecrübe oldu. Ve tabii ki Ugandalıların dostluğunu kazanmak, hayatımıza yön verecek duyguları yaşamak, onların ümitlerinde yer edinebilmek şimdiden özlediğim hatıralar...


Afrika Okkalı Bir Tokat Oldu

Sertan Çelik / Burkina Faso

Bizim jenerasyona sanırım Windows’un öğrettiği, masaüstü arka planı olarak kullanmayı çok sevdiğimiz, “bu işin ardında başka iş var” veya ‘‘madalyonun görünmeyen kısmı’’ gibi cümleler kurulduğunda, o ilk aklımıza gelen şey gibi işte bendeki Afrika… “Ya ne yapacağız şimdi biz bir hafta köyde? Adam akıllı yiyecek içecek yok...” diye köy yolunda iç geçirirken bir kuyuda su görmenin heyecanını yaşayan gözlerin teslimiyetinde gördüm samimiyeti, şükrü. Bendeki Afrika gidenin iç çekişmelerini bitiren, sahibi olduğumuzu sandığımız her şeyin aslında hiç bizim olmadığını okkalı bir tokatla anlatan bir Afrika… Gidenler asla unutmasın; gitmeyenler muhakkak gitsin!


Salih Yüzgenç'ın Yazısı.