İhlas Zafere Mahkumdur
Bilal Yavuz
Teşkilatlarda, cemaatlerde, anadolu gibi saf yüreği `dava adamı olabilmek için` atan akranlarıma bir hatırlatmada bulunmak istiyorum. Hal ehli olmayan kal ehlini dinleyerek israf ettiğimiz vakit, "nerede hata yapıyorum?" sorusunun cevabıdır.
TV yorumcularının ve köşe yazarlarının %99`u olmasaydı, eminim ümmetin derdiyle yüz kat daha dertlenecektik. Bize hep gündemi tartışmanın iyiye gidiş olduğunu göstermeye çalıştılar. Birleştikleri tek ortak noktaları da bu bağlamdı. 23 yaşındayım ve 10 senedir babamı örnek almak için gündemi takip etmeyi alışkanlık edindim. Nihayetinde beni gazetecilik bölümünü okumaya kadar sevk etti. Bu süreçte sürekli aynı meseleleri tartışmanın millete kutuplaşma, kendilerini aydın diye tanımlayanların hemen hemen hepsineyse, yatlar ve katlar getirdiğini gördüm. İnanıyorum ki zaman hırsızları olarak adları tarihe geçecek çok isim var. Bunları sayarak gıybet yapacak değiliz. Anladım ki bu ülke sadece namuslular ve namussuzlar olarak ikiye ayrılmıyor. Ameliyle konuşanlar ve konuşup amel etmeyenler olarak da ikiye ayrılıyor. Çok eleştirenlerin, eleştirmekten başka bir icraatı olmadığı için eleştirdiğini gördüm. Az eleştirenlerinse, ümmete çare olmaktan, eleştirmeye bile vakit ayıramadıklarını anladım. Halbuki iş yapanların eleştirmeye hakkı vardı.
Bir de hizmetini konuşmaktan haya duyanların, hayırda fark attığını farkettim. Sürekli hizmet diyeninse, liderlik hırsıyla, açığı diliyle kapatmaya çalıştığını sezdim.
İhtişamlı imtihan günlerinden sonra cümlemize apaçık bir mesaj var ki; bu ülkeye barışı ancak samimiyet getirecektir. İslam ülkelerinde hal ve kal ehli olan, dıştan bakıldığında içi görülebilen ihlas sahipleri birbirini buldukça, inşallah beklenen son altınçağ gelecek, İttihad-ı İslam doğacaktır. Kafeste siyahi insan besleyen beyaz hayvan aşıklarına, `ben bilmem` diyemeyen ip cambazlarına, bu sırat geçilmez, geçilmeyecektir.
Dürüstlük galip gelmeye mahkumdur. Bu hayat bana en güzel dürüstlüğün; `demeseydin var ettik / inanmazdım varlığıma bile` şuurunda yaşayan hakiki sıddıklara nasip olduğunu öğretti. Tek bir insanı dahi doğruluğa doğru değiştirmenin, dünyada bir şey değiştirmek, yani dünyayı değiştirmek olduğunu belletti.
Öyle ise kardeşim, el öptüren, gence üstten bakan ve sadece eleştireni nerede görürsen, aklına Afrika`ya, Filistin`e, Arakan`a yardım götüren, oradaki mazlumlara moral olurken, içinde Doğu Türkistan hüznünü yaşayan gençler gelsin. İlla el öpmek isteyen Hakk yolunda nasır tutan avuçları öpsün.
GENÇ'ın Yazısı.