Ayraç

Kitaplarda kalınan sayfayı belirlemeye yarayan ince uzun karton ya da başka malzeme parçasına ayraç denir. Bazı yerlerde bellik diye de geçiyor. Genelde üzerinde kitap tanıtımlarının ya da yayınevi reklamlarının bulunduğu ayraçlar için son yıllarda şekil olarak da alternatifler üretilmeye başlandı. Bu ay Genç Dergi’miz de farklı bir ayraç hediye ediyor. Kitapların daha az tahrip olmasına ve gelecek nesillere daha güzel aktarılmasına fırsat vermek için Genç’in ayracı altı çizili satırları, önemli sayfaları ve benzeri bilgileri kendi üzerinde topluyor. Kitabı taşıyamadığınız yerde ayracı taşımak yetiyor.

Tezhip

El yazması eserlerin altın tozu ile bezenmesine tezhip denir. Kitapların değerini göstermek için de bu yöntem uygulanır. Tezhip işini yapan kişiye Müzehhib denir. Bu sanat dalının bize Büyük Selçuklu’dan geldiği kaynaklarda belirtilmekle birlikte altın dönemini Osmanlı’da yaşamıştır. Başta Kur’an’lar olmak üzere birçok kıymetli eser ince ustalık ve sanat ile bezenmiş ve günümüze nakledilmiştir.

Kebikeç

Eski tarihlerde kitapları kurtlardan ya da kitap kurtlarından korumak için kitapların iç kısmına “ya Kebikeç” yazılırmış. Bir tür muska, dua, ya da büyü hükmündeki bu sözün kitapları koruduğuna inanılırmış. Bazı kaynaklarda Kebikeç’in melek ya da cin olduğu hususunda düşünceler mevcuttur. Kelimenin aslının nereden geldiği tartışmalı bir konu ama bazılarına göre bu ifade Süryanice’den gelmedir.

Mücellid-i Sani

Cilt, kitapların kalıcılığı için olmazsa olmaz bir icat. Ciltçiliğin çeşitli yöntemleri olsa da en klasik yöntemlerden biri, mengeneye alınmış sahifelerin sol yan tarafında bir ip yardımıyla baş, orta ve son hattında açılan çiziklerden başlamak üzere cilt denen kapakla sayfalar arasının tutkallanması ve bu şekilde bir bütün haline getirilmesi işlemidir. Ciltçilikle uğraşan kişilere Mücellid denir. Ve Osmanlı’dan sonra Türkiye Cumhuriyeti’nde bu işi yapanlar kendilerini Mücellid-i Sani (ikinci dönem mücellid anlamında) olarak tanımlamaktadır.

Ekslibris

Kitapların iç kapaklarında ya da ilk sayfalarında kitabın sahibini belli etmeye yarayan etiket, çizim, mühür ya da grafiğe ekslibris denir. Ekslibris’i kütüphaneler de kullanmaktadır. Son yıllarda ekslibris bir sanat malzemesi haline gelmiş ve bu tür koleksiyonları içeren sergiler açılır olmuştur. Ekslibris’in en önemli yanı aidiyet belirtmesi. Kitabı ödünç alan ya da bir şekilde yitik halde bulan kişiye kitabı sahibine ulaştırma gayreti ve keyfiyeti vermesi için düşünülmüştür.

Sahaf

Altından daha değerli olan kitapları sarraflarda bulamazsınız. Onlara ulaşmanın yolu sahafları bulmaktan geçer. Sahaf eski kitapların koleksiyoncularıdır. Çoğu zaman satma gönüllüsü değildirler. Kıymetli bir kitabı satmadan önce size bakarlar, eğer o kitabı okuyamayacağınıza dair bir emare sezerlerse o kitabı bir yolunu bulup size satmazlar. Çünkü amaçları para kazanmak değildir. Amacı böyle olanlar var diyebilirsiniz, evet var ama onlar sahaf değil en fazla kitapçı olabilirler. Sahaflar kitabın aşığıdır genelde.

Katalog

Kütüphanelerde bilgisayarlı sistemlere geçmeden önce kitapları gezmeden kataloglardan bulurduk ve kütüphane görevlileri istediğimiz kitabı getirirdi. Kataloglar yazar ya da eser ismine göre harf sırasına sokulurdu. Bazı kütüphaneler de ise konu ya da alan olarak ayrımlar olurdu. Bilgisayarlı sisteme geçildikten sonra şimdi internet üzerinden hangi kitabın hangi kütüphanede mevcut olup olmadığını öğrenebiliyoruz.

Kitaplık

Üzerine kitaplarımızı dizdiğimiz, sergilediğimiz mobilyaya kitaplık diyoruz ancak son yıllarda öyle kitaplık tasarımları ortaya çıktı ki adeta baş döndürüyor. İnsanlar kendi isimlerini yazdırarak devasa kitaplıklar yaptırıyor, Ahşabın dışında metal, cam, plastik malzemeler de kullanılıyor kitaplık tasarımlarında. Koltukların altına, araç içlerine, otobüs duraklarına kitaplıklar yerleştirilebiliyor ancak okuma oranının aynı düzeyde arttığı söylenemez.


Sami Yaylalı'ın Yazısı.