Parlatılan Ruhani Döneminin Kara Yüzü
Nükleer anlaşmanın ardından Batı ile İran’ın arasından su sızmıyor. Özellikle Avrupalılar uluslararası şirketleriyle, yönetimleriyle Tahran’a kamp kurmuş durumdalar. Mesele tamamen duygusal... Ambargonun kalkmasıyla ortaya çıkacak pastadan en büyük payı kapmak. Bunun için kırk takla atıp Tahran yönetimine güzellemelerde bulunuyorlar.
Oysa daha dün İran’ın ne kadar tehlikeli bir ülke olduğu konusunda dünyayı ayağa kaldırıyorlardı. Tahran yönetiminin insan hakları ihlallerine ilişkin raporlar Batı basınında genişçe yer alırdı. Şimdilerde o raporlar Batı’nın hiç mi hiç gündeminde değil. Ancak Batı’nın gündeminde olmasa da bu İran’daki insan hakları ihlalleri gerçeğini değiştirmiyor.
Akın Özçer’in “İran’da Ruhani döneminin kara yüzü” makalesinden kısa bir kesit bu gerçeği gözler önüne seriyor: “İran’da Ruhani’nin seçildiği 2013’ten bu yana Uluslararası Af Örgütü’ne (UAÖ) göre 1800 üstünde kişi idama mahkûm edilmiş, cezaların çoğu da infaz edilmiş bulunuyor. Bu sayının 700 kadarı sadece bu yıla ait. İran bu sayıya karşı çıkarak sadece 246 kişinin idama mahkûm olduğundan söz ediyor. UAÖ verilerine göre yaklaşık üç günde bir kişinin idama mahkûm edildiği İran’da Ruhani dönemindeki infazlar, son 25 yıldakilerden fazla. Dünyada idama mahkûm olanların bu dönemdeki toplam sayısı da İran’daki kadar değil. UAÖ böyle devam ettiği takdirde sayının yıl sonuna kadar 1000’i aşacağı kaygısını taşıyor.
Beytullah Demircioğlu'ın Yazısı.