‘‘Ev okul’’ (Homeschooling) sistemiyle çocuğunuzun ilgisini ve istidadını, o daha lise çağına bile gelmeden fark edip yönlendirebiliyorsunuz.

Bir çocuğu okula göndermezsek ne olur?

Bana sorarsanız içinde bulunduğumuz eğitim sistemini ve okulların durumunu göz önünde bulundurduğumuzda çocuk açısından hiçbir kayıp olmaz. Keza ebeveyn açısından da… 2000’li yılların başında Amerika’da bir başkanlık seçimi esnasında seçim vaadi olarak insanlara alternatif bir eğitim sistemi şeklinde sunulan değişik bir yapı var; homeschooling (ev okulu).

Bahsi geçen yıllarda daha ziyade Amerikalı cumhuriyetçilerin ve koyu Hristiyan grupların tercih ettiği bir yöntem olan homeschooling, çocuğu okul ortamından uzaklaştırdığımızda evde daha iyi bir eğitim verebileceği, dini nedenlerden ötürü çocukların okulda manevi anlamda yıpranma yaşayabileceği, okulda yetersiz öğrenme ortamı olabileceği gibi nedenlerden ötürü ailelerin tercih ettiği bir yöntem.

Ivan llich’in Okulsuz Toplum kitabını bilirsiniz. Eğitim almak için okulların kendi kendilerine oluşturduklarına dair ve yeterli bulunmayan müfredatlarına karşı çıkan bir mantalite içerir. Bu minvalde Amerika’dan bütün dünyaya yayılan, Kanada, Yeni Zelanda, Avustralya ve İngiltere gibi ülkelerde yasal, Almanya’da zorunlu okul eğitimine ek olarak ve diğer ülkelerde ise yasal olmadan ilerleyen homeschooling sistemi ile okullarda çocuğunuza empoze edilmesini istemediğiniz her türlü bilgiden ve ortamdan çocuğunuzu uzak tutabilmiş oluyorsunuz.

Bu sistemden bahsettiğimiz zaman 5 yaşına kadar anne ve babasının yanında yaşayan çocuğun sosyalleşmek için okul ortamını yaşaması gerektiği düşüncesi gelebilir aklınıza. Hatta ondan sonraki tüm yaşlarında bir arkadaş ortamı oluşturmanın çocuğun deneyimlerine, zekasına, algısına, kısacası tüm maddi ve manevi yapısına destek olabileceğini düşünmek ve bu doğrultuda bunu sağlayabilecek tek yapının okul olabileceğini varsaymak aslında yanlış.

Homeschooling yönteminde anne veya baba çocuğa sistem içinde belirlenen eğitim yöntemi ile evde okul eğitimi veriyor. Bir yıl boyunca devam eden eğitimde müze gezileri, etkinlikler, çiftlik gezileri, yazma ve okuma çalışmaları, el işi faaliyetleri ve çeşitli spor aktiviteleri yapılıyor. Bir yılın sonunda yapılan bu faaliyetler esnasında çekilen fotoğraflardan oluşan bir portfolyo hazırlanıyor. Çocuğun bu etkinlikler esnasında homeschooling eğitimi alan diğer çocuklarla beraber bulunması, onun sosyalleşmesi açısından da oldukça avantajlı.

Her aile kendi dini hassasiyetlerini de göz önünde bulundurarak bu sistemden faydalanabiliyor. Bu sayede çocuğu için oluşturabileceği bir sit alanı meydana getiriyor ve çocuğuna kendi ilgilerine yakın ailelerin çocuklarından bir çevre oluşturmuş oluyor.

Şunu da göz önünde bulundurmakta fayda var; okula giderken çocukların trafikte, yolda veya okul öncesi ve sonrası yorgunluğunda kaybettiği zamanı, kendi hayal dünyasında harika alanlar açabilecek olan etkinlikler için değerlendirmesi çok daha akılcı geliyor bana. Bugün 40 (hatta bazen 50) kişilik sınıflarda kendisine dayatılan bir eğitim müfredatı içerisinde bireysel kabiliyetlerini çoğu zaman hiçbir şekilde gün yüzüne çıkartamıyor çocuklar. Homeschooling sistemiyle çocuğunuzun ilgisini ve istidadını, o daha lise çağına bile gelmeden fark edip yönlendirebiliyorsunuz.

Bence tatlı bir İslam kaidesi altında Amerikalıların homeschooling sisteminde kendimiz için bir yol açabiliriz. Ne dersiniz?


Hatice Sarı Tan'ın Yazısı.