Balkanların Hatırına Siz de Gidin!
Yunus Emre Gürcan
Selamünaleyküm,
Uluslararası Genç Derneğinin gerçekleştirdiği birçok projeden sonra herkesleri bilgilendirmek, hayrın paylaşılarak çoğalmasına vesile olmak adına yapıldığı üzere bir kez daha proje sonu yazısıyla karşınızdayız.
Yazın başında “BAL’KAN KARDEŞLİĞİ” ismi ile yazılarak hazırlıklarına başlanan projemiz 4-14 Eylül tarihleri arasında 40 Gönül Neferinin katılımı ile 4 balkan ülkesinde gerçekleşti. Arnavutluk, Kosova, Makedonya ve Bosna Hersek’te insani yardım faaliyetleri gerçekleştirmek adına yola çıkılan bu gönül seferinin neticeleri ve elde ettikleri hedeflerimizin çok üzerinde idi.
TİKA işbirliği ile her ülkeye gönüllü 10 öğrenciyi 10 gün süre ile yardım faaliyetlerine katılmaya, ülkemizi tanıtmaya ve anlatmaya, değerlerimizi temsil etmeye gönderdik. Giderken farkında olduğumuz üzere o topraklara bir şeyler götürmekten ziyade oralardan zenginleşerek döndük.
Kalıcı olarak yaptığımız mütevazı çalışmalar ise Eğitim merkezlerinin ve camilerin iyileştirilmesi, materyal yardımı, kütüphanelerin kurulması, araç-gereçlerin temini ve kurulması şeklinde gerçekleşti. Yaptıklarımızdan birer örneği şu şekilde verebiliriz. Bosna Hersek’te bir eğitim merkezinin çatısını tamir ettik. Boyadık, pencerelerini değiştirdik, bilgisayar, projeksiyon hediye ettik, sıra ve eğitim malzemelerini yeniledik. Kosova’da bir okulu boyadık, sıralarını ve tahtalarını değiştirdik. Bilgisayar ve hediye ettik, kütüphane kurduk. Makedonya’da bir yükseköğrenim yurdunun kütüphanesini yeniledik. Sosyal yaşam alanı tesis ettik. Arnavutluk’ta cami boyadık. Tadilatını ve iyileştirmesini gerçekleştirdik. Bu ve benzeri yürüttüğümüz pek çok çalışmayı güzelleştiren ve farklılaştıran şey ise bu faaliyetlerin büyük kısmını gönüllülerimizin gerçekleştirmiş olması idi.
Yaptıklarımızı sayılara dökerek, somutlaştırarak anlatabiliriz. Lakin bu projeyi zengin ve kıymetli kılan şey yirmi yaşında ki bir Türk Müslüman öğrencinin fedakârlık göstererek o topraklarda çalışmasıdır. İnsanlarla tanışması ellerini öpüp gönüllerine dokunmasıdır. Savaş gazilerinin yaşlanan gözlerinde yanması, konuşmadan anlatılan acıları görebilmesi, kendisinin bile farkında olmadığı gücüne kuvvetine umut bağlamış insanların geniş gönülleri altında ezilmesidir. Kas gücü ile yardım etmeye gittiğimiz topraklarda gönül diliyle konuşması, kendini tartıp ağlamasıdır. Tuğla koymanın kolay, insanı yaşatmanın en büyük sınav olduğunu, bu hayatı bir kendisi içinde bilip bilmediği daha niceleri için yaşadığını anlamasıdır. Çok büyüttüklerinin o insanların yanında bir hiç olduğunu, farkında olmadıklarının ne kadar ehemmiyet arz ettiğini idrak etmesidir. Mekân gezerken duvarlara bakmaması, o duvarlara işlenmiş yaşanmışlıklara dokunabilmesidir.
Proje kapsamında geçirdiğimiz 10 günde bazen çalıştık bazen gezdik ama en çok orada “yaşadık”. İnsanların önünde, onların hayal ettikleri ve görünce mutlu oldukları şekliyle. Neden o topraklarda ya da başkaca yerlerde olmamız gerektiğinin cevabını en iyi oralarda bulduk. Şahsım Fatih Sultan Mehmed’in Bosna’da ilk yaptırdığı camide bulunma şerefine nail oldu. 600 sene evvel gelmiş olanlar sayesinde gelebilmiş olduğum o camide, Türk’ün eşittir Müslüman olduğu bir Avrupa’da, Allah’a secde etmiş bir Müslümanın dünyanın neresinde ve hangi dilde olursa olsun aynı şeyi söylediğini gördüm. Bizi bizden ayıran ne varsa hepsinin bir hiç olduğunu, farklılıkların uzaklara gitmezsek, oralarda cami yapmayıp oralardan öğrenmezsek ayrıştırıcı olduğunu gördüm.
Proje isminin ne kadar isabetli olduğuna her yaşadığımla birlikte şahitlik ederken, kardeşliğin sadece kan ve dil ile olmadığını anladığım için, gidin. O topraklara gitmiş olanların hatırı için gidin. Orada yaşayanlar için gidin…
GENÇ'ın Yazısı.