Muhammed Yazıcı

Mirac 2013 kışında, Rock, Psychedelic, Indie-Pop, Rap, Alaturka gibi birçok farklı müzik türünü bir araya getirerek kendi özgün türündeki ilk yasal market albümü “Rünya”yı kaydetmeye başladı. Dünya ve Rüya kelimelerini birleştirerek kendi icat ettiği “Rünya” kelimesini albümün ismi yaparak yaşadığı içsel çatışmalarını şarkılarında anlattığı albümü “Rünya”yı 2015’te piyasaya sürdü. Müziğindeki değişiklikler ve yeni albümü üzerine küçük bir sohbet ettik.

Mozole Mirach sahne ismini, Mirac olarak kısalttın bunun sebebi nedir?

İnsan bir yolculuğa çıktığında yanına bir heybe alır. İçinde çeşitli ihtiyaç malzemeleri, yiyecekler, içecekler olur. O yolculuk esnasında o heybe giderek küçülür. Çünkü içindekileri kullanılırız. Eve döndüğümüzde ise genellikle heybemiz boş olur. Bir uzay mekiği düşünün. Koskocaman bir füze ile yola çıkar. Belli bir yerden sonra boşalan yakıt tanklarını ve fazlalıklarını bırakır. Hedefe yalnızca ana kapsül ile ulaşır. Dünyaya da yalnızca o ana kapsülle geri döner. Anlatmaya çalıştığım şu ki hepimiz sadeleşiriz. Hislerimizi duygularımızı daha yalın, daha açık ifadelerle anlatmaya başlarız. Bir eser işçisi olarak 10 yılın ardından yalınlaşma ve sadeleşme ihtiyacı hissettim ve bu yüzden Mozole’yi bırakıp yolculuğuma Mirac olarak devam etme kararı aldım.

İlk bandrollü albümün olan ‘Rünya’yı yakın zamanda piyasaya sürdün. Tepkiler nasıl oldu? Senin ve hayranlarının beklentilerini karşıladı mı bu albüm?

Rünya somut olarak 2 yıllık bir çalışmanın ürünü. Soyut olarak bakacak olursak ise 10 yılımın en nadide meyvesi. Çok olumlu tepkiler aldım. Elbette ki geçmişten gelen müziğimin değiştiğini düşünüp alışamayanlar da oldu. Bu insanlara bir nebze olsun hak veriyorum. Çünkü benimle yatıp kalkmıyorlar. Ne yerim, ne içerim, maddi ve manevi nelerle beslenirim bunları bilmiyorlar. Bu sebeple de bendeki dönüşümler onlara çok keskin geliyor. Bir yolcu çok uzun emelli planlar yapmaz. Bu sebeple de ben bir tarz üzerinde fazla uzun süre kalmayı nahoş buluyorum. Bu albüm benim beklentilerimi elbette karşılamadı. Henüz hak ettiği değeri görmediğini düşünüyorum.

Albümde; rock, rap, psychedelik, indie-pop, alaturka gibi birçok müzik türünü kullandın. Bundan sonraki çalışmaların da böyle çok türlü mü devam edecek?

İnsanlar mutlaka sizi bir türe sokmak ve oraya ait görmek istiyorlar. Hemen hepiniz bildiği çok büyük bir müzik şirketi ile albümü belli bir türe oturtamadıklarından dolayı anlaşamadık. Benim çalışmalarım bu ayarda devam edecek. Her an her türde müzik icra edebilirim. Bunu Türkiye’ye kabullendirene kadar bu şekilde müzik yapmaya devam edeceğim.

Müzikte tasavvuf edebiyatından etkilendiğinizi biliyoruz. Peki, müzik İslam’ı anlatmada bir araç olarak kullanılabilir mi?

Takdir edersiniz ki sanatçı beslendiği görsel, duysal ve yazınsal şeylerden mutlaka etkilenir ve esinlenir. Ben de elimden geldiği kadar okumaya çalışan bir insanım. Her türden kitap okurum fakat tasavvuf eserlerinin yeri bende ayrıdır. Olmazsa olmazlarımdır. Bu, ister istemez ürettiklerimden öte beni etkiliyor. Dolayısıyla bu, ortaya çıkan ürünlere de yansıyor. “Araç” mevzuuna gelecek olursak; duygu ve düşüncelerimi doğru ve katışıksız bir şekilde anlatabildiğim sürece, dert edindiğim konuları beyan etmede, duysal, görsel ve yazınsal anlamda her türlü eserin iyi bir araç olabileceği kanaatindeyim…

Son olarak albümde klip çekmek istediğin bir şarkı var mı?

`Buz Mavi Suratlar` şarkısına Karga Film ekibi ile bir klip çekmeye hazırlanıyoruz. Bu albüm için en az 3-4 klip fikrim var inşallah gerçekleştiririz. Muhabbetle, teşekkürler.


GENÇ'ın Yazısı.