Küreselleşen mülteci problemi Avrupa’yı panikletmiş durumda. Deyim yerindeyse tüm Avrupa’nın etekleri zil çalıyor. Ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar. Dün yüz çevirdikleri Türkiye’ye, mültecilerin Avrupa’ya geçişlerini önlemesi için şirinlik üstüne şirinlik yapmaya başladılar. “Aman kapıları açma” diye yalvar yakar durumdalar.

Avrupa’nın mülteciler konusunda en büyük endişesi kuşkusuz hadisenin maddi boyutu. Türkiye’nin aldığı mültecilerin ancak yüzde 20’sini almayı taahhüt eden Almanya bile Suriyeli mülteciler yüzünden ülke ekonomisine büyük yük bindireceği endişesi içinde. Hatta mültecilerin Almanya’nın çökmesine bile yol açabileceği dillendiriliyor.

Ekonomik kaygılar kadar mültecilerin Avrupa’nın demografik yapısını hızla değiştirme potansiyeline sahip olması başka bir kaygı nedeni. Hele bu mültecilerin neredeyse tamamının Müslüman olması Avrupalılar için tam bir kâbus olarak görülüyor. Baksanıza mülteci krizinden henüz etkilenmemiş, Kuzey Avrupa ülkesi Letonya’da Müslümanların doğurganlık oranının yerli nüfusa göre çok daha yüksek olması sebebiyle yakın bir gelecekte bu ülkenin Müslüman olacağı belirtiliyor. Bir de buna Müslüman mültecilerin katılımı eklendiğinde bu yakın geleceğin çok daha yakınlaşacağı muhakkak. Bu durum sadece Letonya’ya has değil, pek çok Avrupa ülkesinin durumu da Letonya ile benzerlik arz ediyor. Müslüman bir Avrupa bugün için hayal gibi duruyor ama yarın bu hayal gerçeğe dönüşürse şaşırmamak lazım.

Beytullah Demircioğlu'ın Yazısı.