Siz Üstünüze Alınmayın!
Zariyat Suresi 47. Ayet-i Kerime’de: “Biz göğü büyük bir kudretle bina ettik. Ve şüphesiz biz onu genişleticiyiz.” buyruluyor. Yine aynı şekilde; kainatın daima genişlediği, artık ilim dünyasının tartışmasınız kabul ettiği bir hakikat mesabesindedir.
Muhterem din kardeşlerim! Malumunuz olduğu üzre Allah-ü Teala ve Tekaddes Hazretleri, Kuran-ı Kerim’de mucizelerinden bir cüz olarak; pek çok ilmi gerçeği, bundan bin dört yüz küsür sene evvelden haber vermiştir. Bu babda birkaç misal zikretmek gerekirse:
Rabb’imiz Rahman Suresi 19-20. Ayet-i Kerime’lerinde buyurmuşlardır ki: ‘‘İki denizi birbirlerine kavuşmak üzere salıvermiştir. Aralarında bir engel vardır, birbirlerine geçip karışmıyorlar.” Denizaltı araştırmaları ile ünlü Fransız deniz bilimci Kaptan Jacques Cousteau, söz konusu ilmi hakikati pozitif ilimler çerçevesinde açıklayalı daha ancak on yıllar geçmiştir.
Zariyat Suresi 47. Ayet-i Kerime’de: “Biz göğü büyük bir kudretle bina ettik. Ve şüphesiz biz onu genişleticiyiz.” buyruluyor. Yine aynı şekilde; kainatın daima genişlediği, artık ilim dünyasının tartışmasınız kabul ettiği bir hakikat mesabesindedir.
20. asrın bir diğer şayan-ı hayret buluşu da her yıldız ve gök cisminin bir yörünge üzerinde hareket etmekte olduğu gerçeğidir. Bu durum Kur’an-ı Kerim’de Enbiya Suresi 33. Ayet’te: “Geceyi, gündüzü, Güneşi ve Ay’ı yaratan O’dur. Her biri bir yörüngede yüzüp gidiyor” şeklinde ifade edilmiştir.
Bir vakitler sabit durduğu iddia edilen Güneş’in daima hareket eden ve belirli bir hızla ilerleyen bir gök cismi olduğunu ise yüce kitabımız: “Güneş de kendisi için tespit edilen bir karar yerine doğru akıp gitmektedir. Bu; üstün ve güçlü olan, bilenin, takdiridir” ayetiyle beyan etmiştir. (Yasin, 36/38)
Küresel ısınmayla birlikte kutuplardaki buz tabakaları erimekte ve okyanuslardaki deniz suyu seviyesi yükselmektedir. Artan su miktarı da daha fazla karayı kaplamaktadır. Deniz kıyıları sular altında kaldıkça, yeryüzünün toplam yüz ölçümü veya kara miktarı da azalmaktadır. Bu ilmi hakikati de yüce Kitabımız: “Onlar görmüyorlar mi ki, gerçekten Biz arza geliyor ve onu çevresinden eksiltiyoruz...” (Rad, 41) / “... Fakat şimdi, bizim gerçekten yere gelip onu etrafından eksiltmekte olduğumuzu görmüyorlar mi?...” (Enbiya, 21/44) Ayetleriyle asırlarca öncesinden haber vermiştir.
Rabb’imiz Neml Suresi 88. Ayet-i Kerime’sinde “Dağları görürsün de donmuş sanırsın; oysa onlar, bulutların sürüklenmesi gibi sürüklenirler...” derken, ilk olarak 20. yüzyılın başlarında Alfred Wegener isimli Alman bir bilim adamı, yeryüzündeki kıtaların; Dünya’nın ilk dönemlerinde bir arada bulunduklarını, daha sonra farklı yönlerde sürüklenerek, birbirlerinden ayrılıp uzaklaştıklarını keşfetmiştir. Kıtaların hareketi halihazırda günümüzde de devam etmektedir. Kıtasal hareketin yılda 1 ile 5 cm civarında olduğu hesaplanmıştır. Tabakalar bu şekilde hareket ettikçe Dünya coğrafyasında değişiklikler meydana gelir. Örneğin, Atlantik Okyanusu her sene biraz daha genişlemektedir.
Muhterem okurlarım! Okuduğunuz metnin buraya kadar olan kısmı hoşunuza gittiyse ve sizi tatmin ettiyse... Çok yazık! İslam dünyasında yüzyıllardır hakim ve ilmi açıdan atıl bir kütlenin, halinden memnun üyelerinden birisiniz demektir. Yukarıdaki derleme, çoğu; geleneksel İslami mecralardan derlenmiş, klasik İslam-bilim ilişkisi güzellemelerinden bir demettir. Müslümanlar ve bilim arasındaki yegane münasebeti ifade etmek amacıyla kullanılmıştır. Hemen her; yeni, büyük ilmi keşif karşısında Müslümanların klasik tepkisi “Aha bu Kuran’da yazıyodu” demekten ibarettir. Yukarıda yer alan ve Kuran-ı Kerim’de zikredilen bütün o ilmi keşifler Batılı bilim adamları tarafından açıklığa kavuşturulmuştur. Bu da ayıp ve vebal olarak biz Müslümanlara yeter!
Söylemek istediklerim bu kadar.
Başlıktaki Ayetin Manası İçin Bkz: Google: “Yunus 100”
Sinan Özgenç'ın Yazısı.