Muhteşem Devrin Validesi; Hürrem Sultan
Asude Usluer Uğurlu
Maalesef ülkemizde bir kesimin “kıskanç ve cadaloz bir kadın” olarak kötülediği ve kıskanç bir insan görünce, “Hürrem gibi kıskanç” diyerek yakışıksız benzetmelerde bulunduğu Hürrem Sultan, aslında hiç de lanse edildiği gibi bir kadın değil…
Hürrem Sultan Kimdir?
Hürrem Sultan 1506 yılında doğup 1558 yılında vefat etti. Kanuni Sultan Süleyman Han’ın eşi ve sonraki Padişah 2. Selim’in annesidir.
Lehistan sınırları içinde bulunan Rohatyn’de doğdu. 7 yaşında hareme alındı. Duhderan-ı Hümayün’de yetiştirildi. Bazı kaynaklarda savaşta esirler arasında olup güzelliğinden ötürü saraya alındığından bahseder fakat böyle bir şey gerçekle bağdaşmamaktadır. Zira yaşı 18-20 olmuş birini eğitim vermeden hareme sokmak mümkün değildir.
Osmanlı, eğiteceği çocukları küçük yaşta; 5-6 yaşındayken himayesine alıyordu. Belli bir hiyerarşik ölçüde yetiştiriyor ve en son mezun edilirken Enderun’dan münasip biriyle evlendiriliyordu. Çünkü o kadar eğitim almış bir kızı yahut erkeği sokağa salıp da gelişigüzel biriyle evlendirseler ne olur?..
Fakat Avrupalı bunu anlayamıyor. Neden? Çünkü adamların memleketinde o zamanlar böyle bir sistem yok. Osmanlı bu sistemi nereden biliyor? Elbette Peygamber Efendimizden (s.a.v.), Ashab-ı Suffa’dan… Avrupalı da anlamadığı için kafasına göre yazıyor, çiziyor. Hürrem Sultan’ın Avrupalılar tarafından çizilmiş portresi vardır. O zaman Avrupa’da en çok para eden tablo Osmanlı tablosu, içinden de saray ve harem tablosu... Bir ecnebinin hareme girip resim yapması mümkün mü? Tabii ki hayır… İşte o çizilen resimlerde Avrupalının kendi kafasında kurduğu resimlerdir ve gerçekle hiçbir alakası yoktur.
Neden Hürrem Sultan?
O kadar Padişah hanımı varken neden Hürrem Sultan? Çünkü o dönem Avrupa’da çok sinsi bir politika vardı; Haçlı ittifakı yapılmıştı. O günkü Avrupa’nın yarıdan fazlasına sahip olan Schalker (Karl), anneannesi olan İspanya Kraliçesi İzabel ölünce, İspanya da ona geçti. Bu birliğe katılmayan tek Fransa vardı. Osmanlı Fransa’yı destekliyordu.
Kanuni, Schalker’in bu koca imparatorluğunu yıktı. Kaç kişi biliyor bunu? Kanuni Avrupa’ya seferler yaptı. Eğer onları yıkmasaydı hepsi birlik olur, yeni bir Haçlı Ordusu kurup üstümüze saldırırlardı. Sultan Süleyman öyle bir politika yürüttü ki bütün Avrupa’yı yöneten Schalker hayattayken mezara girdi. Devleti parçalayıp paylaştırdı. İspanya El Hamra’da inzivaya çekildi.
İşte bu yüzden Avrupa Kanuni’yi sevmez ve onu karalamak isteseler, direkt karalayamazlar. O yüzden ne yaptılar? Saraydaki bir hanımın ismini kullanarak Kanuni’yi karalamaya çalıştılar. Bu yüzden Hürrem Sultan’ı kötü gösterdiler.
Hürrem Sultan’ın Yaptırdığı Hayır Eserleri
Hürrem Sultan’ın meşhur müverrihlerimizden Solakzade ve İbrahim Peçevi Efendi’nin tarihlerinde sıralanan hayır eserleri:
Hürrem Sultan pek çok yerde cami, medrese, sıbyan mektebi, çeşme, imaret ve darüşşifa yaptırmış, susuz beldelere sevabına su getirtmiştir.
Bugünkü Haseki Hastanesi Osmanlı mimarında eşi bulunmayan orijinal bir yapıdır. Hürrem Sultan hastanede çalışacak doktorlar için kadın duyarlılığı içinde öyle şartlar koymuştur ki hayran olmamak elde değildir.
Mesela başhekim dâhil tüm doktorların hastalara güzel söz söylemelerini, hastaları yatıştırıp teselli etmelerini, sorulara özenle cevap vermelerini istemiştir.
Sadece bu kadar değil hastanede çalışanlara dolgun ücret verilmesi, fakir hastalardan muayene ve ilaç parası alınmaması da şartlar arasındadır.
Bu yapı çok amaçlı bir külliyedir. Bugünkü deyişle bir yaşam merkezidir. Medresesi, yatakhanesi, dershanesi, mescidi, imareti, sıbyan mektebi ile hala dimdik ayaktadır.
Hürrem Sultan’ın günümüze kadar gelen diğer eserleri:
Genç yaşta vefat eden oğlu Cihangir adına yaptırdığı Cihangir Cami, İstanbul’da medrese, Ayasofya ve Sultanahmet Cami’leri arasında muhteşem bir hamam
Konya’da Mevlana Türbesi yakınında iki minareli bir cami ve mescit, imaret, dervişler için odalar vb.
Kete ve İznik’te harap olmuş iki caminin onarılması ve bunların bir daha harap olmaması için vakfettiği arazi,
Edirne suyolu ve çeşmeler, kervansaray, cami ve imaret
Mustafa Paşa Köprüsü kasabasında bir cami, imaret ve büyük bir han
Bağdat’ta İmam-ı Azam türbesini çevreleyen surlar, bir cami, bir imaret, bir türbe ve Bimarhane (akıl hastanesi)
Şeyh Abdulkadir Geylani’nin türbesinin kubbesinin yenilenmesi, caminin onarılması, imaret ve başka hayratların yenilenip vakıflara bağlanması,
Şam’da bir cami, imaret, medrese ve daha pek çok eser,
Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere’de pek çok imaret,
Arafat’taki suyun Mekke-i Mükerreme’ ye getirilmesi ile o zamana kadar su sıkıntısı çeken hacıların rahatlatılması,
Mekke-i Mükerreme ’de 4 ayrı mezhep mensupları için ayrı 4 medrese,
Hz. Hatice ve Hz. Fatıma’nın dünyaya geldiği evlerin onarımı,
Medine-i Münevvere’de fakirlerin karnının doyurduğu zengin bir imaret,
Kudüs’te bir imaret,
Ve Mekke, Medine fakirlerine dağıtılmak üzere her yıl Sürre alayı ile 6000 altın gönderilmesi…
Ayrıca Kanuni Sultan Süleyman’ın kendisine verdiği emlaki de hayra sarf etmiştir.
KAYNAK: Osmanlı Sarayları, Saray Hayatı ve Harem – Yavuz BAHADIROĞLU
GENÇ'ın Yazısı.