Bir Şiir Annesi Göçerken
Türk edebiyatı bir çınarını daha ahirete uğurladı. Yaşar Kemal, Oktay Akbal, Çetin Altan, Tarık Dursun K. gibi edebiyatın çınar isimlerini de bu sene içinde ahirete göndermiştik. Bu isimlerin yanına bir başka çınar daha eklendi. Türk şiirinde uzun bir süre tek kadın olmasına rağmen erkeksi duruşuyla beliren ve kendinden sonraki bayan şairlerin hemen hepsini etkileyen şair Gülten Akın vefat etti. Bu gidişle son demlerini yaşadığımız 2015 yılı kaybettiğimiz edebiyat ve sanat insanlarıyla birlikte hatırlatacak kendini.
Gülten Akın, 82 yaşındaydı. Edebiyat hayatına adım attığı yıllarda Hukuk tahsili yapmış, ülkenin muhtelif yerlerinde yardımcı avukatlık, avukatlık ve öğretmenlik ile iştigal etmişti. İlk gençlik yıllarında yazdığı şiirleri Hisar, Varlık, Türk Dili, Yeditepe başta olmak üzere muhtelif dergilerde yayınlandı. Önceleri aşk, doğa, ayrılık, özlem vb. konular şiirinde önemli yer tutarken sonraları toplumsal konuların şiirinde ağır bastığı görüldü. Yeditepe, Altın Portakal, TDK gibi önemli kurumlar tarafından ödüllendirildi. Bunun yanında kimi şiirleri farklı müzisyenler tarafından bestelendi.
Şahsi ve edebi hayatını bu şekilde özetledikten sonra Gülten Akın’ın çağdaşları arasında has bir şair olduğunu söyleyelim. Şiire başladığı 50’ li yıllardan itibaren çeyrek asra yakın bir zaman diliminde Türk şiirini kadın başına temsil eden tek şairdi. Bu tavrıyla bir yandan edebiyatta -özellikle şiirde- erkek egemenliğine muhalefetin simgesi oldu. 80’li yıllarda yazmaya başlayan kadın şairlerin ondan etkilenmesinin altındaki başlıca neden budur diyebiliriz. Muhalefetini sadece bununla sınırlı sayarsak hata olur; aynı zamanda bütün muktedir kurumlara muhalif bir tavırdı Gülten Akın’ın ki. Kendinden genç bayan şairler de bu duruşu nedeniyle ondan etkilendiğini çeşitli vesilelerle dile getirmişlerdir. Bu duruşu yalnız hemcinsleri arasında değil kendisini tanıma fırsatı yakalamış bütün şairlerde etki bırakmıştı kuşkusuz.
Geçtiğimiz yıllarda yaşayan en büyük şair seçilmişti. Yukarıda belirttiğimiz tavrından olmalı ki bundan hoşnut olmadı. Bir edebiyat insanı olmasının yanında aynı zamanda insan hakları savunucusuydu.
Gülten Akın için ek olarak şunları da belirtelim. Az sayıdaki tiyatro eseri dışında hep şiir yazdı. Gelenekle fikri bağı pek olmasa da halk şiiri geleneğinden yararlanarak kendine özgü şiirini kurdu. Bu ve daha başka sebeplerle kendinden sonraki kuşaklarda adeta bir anne figürü ile anılır oldu.
Tek başına kaldığı yıllarda da ileriki zamanlarda da bir karınca misali çalışmaktan, direnmekten usanmadı. 60 yılı aşan edebi hayatında on iki eseri yayınlandı.
Türk şiiri parlak bir renk, hoş bir sada olarak onu hafızasında taşıyacaktır.
M. Sait Aktaş'ın Yazısı.