2011 yılından bu yana devam eden Suriye iç savaşı, sadece kendi içinde değil; tüm dünyayı ilgilendiren bir sorun. Tabii dünyanın “sessiz yığınlar” halinde rejimin zulmüne sırt çevirmesi, olayları çok daha dramatik seviyeye getirdi ama şükürler olsun ki Suriyeli kardeşlerine kucak açan bir Türkiye var. Resmi kayıtlara göre sayısı 2 milyonu geçen savaş mağduru Suriyeliyi ağırlıyor bugün Türkiye; tek başına kaldığı, bu konuda destek göremediği tüm lobilere rağmen mücadelesini sürdürüyor. Aylan Bebek hadisesi bile batıya “vicdan” yaptıramazken, yine ülkemizde yaşayan Suriyelileri izliyor, vatanlarından uzak halleri için Rabbimize dua ediyoruz. Tam bu noktada geçtiğimiz günlerde sosyal medyaya düşen bir video var; İstiklal Caddesi’nde bir grup Suriyeli müzik eşliğinde Arapça ezgiler söylüyor. Ezgilerin sözleri malum; vatan hasreti, acı, dram ve keder içeriyor… Bir bayan geliyor tam o sırada, gözleri yaşlı; elindeki telefonla görüntülüyor müzisyenleri, kendisini buluyor sözlerde, hüzünleniyor… Kendisi de kameralara takılıyor tabii, videoyu Youtube’a “Arapça ezgiler Suriyeli kadın” yazarak izleyebilirsiniz. Şunları da söylemek lazım: “Mawtini” vatanım demek, vatansız kalmanın; vatanından uzak kalmanın ürünü olmuş bu ezgi, hikâyesi böyle. Sıkıntısı olmayan, problem yaşamayan insan yoktur amenna; ama bir de şu görüntülere bakıp “vatansız olmak” ne demek, empati yapmalı. Birçok provokatörün cirit attığı, dışta haset edenlerin, içte “vatansızlaştıranların” olduğu ülkemizi Allah korusun, bizleri vatansız bırakmasın!


Salih Yüzgenç'ın Yazısı.