"Graffiti İle İnsanlara Allah`ı Anlatmak Benim İçin En Büyük Ödül!"
Günümüzde Müslüman gençler arasında hızla yayılmaya başlayan ve gelişimini gördükten sonra bugüne kadar neden bunun eksikliğini yaşamışız diye sormamıza sebep olan harika bir sanat dalı var: Kaligrafiti. Amerika Birleşik Devletleri’nin Calıfornia Eyaleti’nde yaşayan Gabriel Garay, çok genç yaşta bu sanat dalına ilgi duyan tasarımcılardan birisi. Gabrıel’i bizim nazarımızda önemli kılan en önemli özelliği kaligrafiti ile ilgileniyor olması değil; Hristiyan bir ailede doğup büyüyen ve ardından kendi çabasıyla İslamiyet’i seçen Gabriel, çocukken babasının kuzenine dövme yaptığı zamanlarda onu seyrederek graffiti sanatına ilgi duymaya başlıyor. Mühtedi Gabriel ile graffiti ile kaligrafinin birleşiminden ortaya çıkan kaligrafiti sanatı üzerine kısa bir söyleşi gerçekleştirdik.
Öncelikle seni kısaca tanıyarak başlayalım.
İsmim Gabriel, İslam öğretilerinden etkilendiğim zamanlardan bu yana bu ismi kullanıyorum. Şayet graffiti dünyasındaki ismimi soruyorsanız, Oder Ibd Crew diyebilirim.
Çok farklı bir sanat dalıyla ilgileniyorsun. Farklı renkler, farklı kalıplar ve bambaşka bir çizgide sanat yapıyorsun. İnsanlar senin de içinde bulunduğun bu kaligrafiti sanatıyla ilgileniyorlar mı?
Dışarıdan çok güzel tepkiler alıyorum sanatımla alakalı. Amerika’da yaşayan Müslüman topluluklardan bahsetmiyorum yalnızca, hemen hemen her kesimden insanın dikkatini çeken bir sanat bu. Yaptığım şeyin fazlasıyla farkındayım. Genelde yapılmayan sanatsal çizimleri kullanmaya özen gösteriyorum.
Kaligrafiti sanatını kullanarak yapılar üzerine çizimler yapmaya nasıl karar verdin?
Ben Meksika’nın çete çocuklarının yaşadığı yerlerde yetiştim. Babamı küçük yaşta kaybettim. O yaşlardayken babamın dedemlerin evinde baskı işiyle uğraştığı zamanları hatırlıyorum. Benim bu alana yönelmemdeki belki de en büyük şey budur. İstikrarsız bir çocukluk dönemi geçirdim. İlkokul çağlarımda Meksika’daki komşularımızın hip hop müziği ile ilgilenen çocuklarını taklit ederek duvarlara graffiti çizmeye başlamıştım. Aynı zamanda kendi yaş grubum olan ilkokul çocuklarıyla sokak dansı da yapıyorduk. O dönemde hissettiğim tüm gelgitlerimi graffiti ile dışa vurabildiğimi fark etmiştim.
Yaşadığın sıkıntılardan ve içinde bulunduğun toplum düzeninin adaletsizliğinden yakındığın bir zamanda İslamiyet’in ilgini çektiğini ve Müslüman olmaya karar verdiğini okudum senin hakkında. Arapça kaligrafi ile küçük yaştan beri içinde bulunduğun graffiti sanatını birleştirmeye bu şekilde mi karar verdin?
Arapça kelimeleri graffiti içinde eritmek, benim için bir hapishanede iyi şeyler yapmakla eş değer gibiydi sanki. İslamiyet’i araştırmaya başladığım sıralarda kaligrafi sanatıyla da tanıştım. İlk olarak o yaşlarda kendi ismimi hava kabarcıklarıyla havaya yazma şeklinde başladım. Bu çocuk yaşımda bir oyun gibiydi benim için. Arapça harfleri graffitide kullanmak şu an yaptığım en güzel işlerden biri.
İslamiyet’i tercih etmenin sanatını ciddi şekilde etkilediğini düşünüyor musun peki?
Bu soruya hem evet hem de hayır şeklinde cevap vereceğim. İslamiyet’i kendi araştırmalarım ve kişisel bir tercihim olarak seçtim. O döneme kadar Amerikan Graffiti sahnesinde zaten kendime bir yer bulmuştum. Dini tercihler insanların graffiti eğilimlerini de ciddi ölçüde etkiliyor bu sahnede. Allah’ın beni graffiti ile güzel işler yapabilmem için kabiliyetlendirdiğine inandırdım kendimi hep. Sanatım açısından bakarsak, evet, İslamiyet büyük ölçüde etkili oldu. Çünkü Arapça kaligrafiye hayranlık besliyordum ve Müslüman olmayan arkadaşlarım tarafından bu sanat çok ilgi çekiyordu. Onlara bu yolla bir şeyler göstermeye çalışıyordum. Benim için bu alandaki en güzel ödül, Allah’ın ismini ve O’nun özelliklerini kendi sanatımla insanlara göstermektir. Elhamdülillah.
Dilerim kendi sanatınla insanlara İslam’ı anlatmaya devam edersin. Çok teşekkür ederim röportaj için.
Ben teşekkür ederim.
Hatice Sarı Tan'ın Yazısı.