Türkiye ilginç bir ülke. Kimin kim olduğunu anlamak ya da yenilen büyük lokmaların gerçekten büyük olduğunu görmek için çok  zaman geçmesi gerekmiyor. İşte seçimler sonrası ortaya çıkan tartışmalı yargı kararları bunun son örneği oldu. Bir zamanlar yargı  kararlarının da milli iradenin parçası olduğunu söyleyenler, bugün yargının verdiği kararlara veryansın ediyorlar. Nazlı Ilıcak, yargı  kararı ile tahliyesi reddedilen Mustafa Balbay’ın bir zamanlar yazdığı yazılardan örnekler vererek bu yaman çelişkiyi gözler önüne serdi. Bakın Balbay 1  Mart 2008’de ne yazmış: “Meclis kadar, yargı da yetkisini Türk milleti adına kullanıyor! Bu anlamda yargı da milli iradenin bir parçasıdır.  Hiçbir kesim tek başına milli iradeyi ben temsil ediyorum, diyemez!”

Ilıcak, Balbay’ın ertesi gün yazdığı yazıdan da alıntı yaparak şöyle bitirmiş yazısını: “Şimdi isterseniz, Balbay’ın bazı kelimelerini  değiştirip yazıyı yeniden kaleme alalım:

“Kimse Ergenekon’un ne yaptığına, ülkeyi nereye götürmek istediğine bakmıyor. Hâkimlerin yetkisi yok da diyemiyorlar. Yasalar açık.  Tek bildikleri şu: Milletvekili seçilen biri nasıl tutuklu kalır! Hayır... Eğer ortada ciddi bir suç şüphesi varsa, yargı gereğini yapar.


Mehmet Köprülü'ın Yazısı.