Geçen ayın dikkat çeken başlıklarından birisi de ünlü haber sunucusu Mehmet Ali Birand’ın itiraf kabilinden yaptığı açıklamalardı. Birand özetle şunu söylüyor: “Biz laiklerin genlerinde asker sevgi ve saygısı var. Onların darbe yapmaları bize hiç ters gelmezdi. Aksine  gerektiğinde kışkırtırdık...”

Birand’ın bu açıklamalarını ilk duyduğumuzda daha sonra yalanlanacağını ya da “ben aslında şöyle söylemek istemiştim” tarzında  yine yalanlanacağını zannetmiştik ama Birand geri adım atmadı, her fırsatta bu sözlerini tekrarladı, dahası kendisine bu konu ile ilgili  gelen eleştirilere de cevap vermekten geri durmadı. Örneğin Yalçın Doğan’ın kendisini iç hesaplar yapmakla suçlayıp, aslında solcuların  darbeye laiklik açısından değil sınıfsal olarak baktıklarını iddia ettiği yazısına şöyle cevap verdi:

“Yapma Yalçın, Allah aşkına din kardeşiyiz, bu kadar da atma... O dönemde yazdığın yazı ve haberlere bir göz at, yine tatmin olmazsan, Hasan Cemal’in Cumhuriyet Gazetesinin 12 mart dönemindeki yaklaşımını anlattığı kitabını oku... Lütfen birbirimizi aldatmayalım, laik kesimin -gerçek demokratlar dışında kalan- büyük bölümünün bu konularda yatacak yeri yoktur... Birbirimizi iyi tanırız.”

Birand’a ne oldu da böyle oldu? Yoksa AK Parti’nin son zaferi nedeniyle medyanın bir kesiminde görünen “yer değiştirme” dalgasına  kapılanlardan birisi de o mu? Zannetmiyoruz. Birand, diğerleri ile kıyaslandığında daha dünyaya açık ve vicdanı olan bir  insan. “İtirafları” geç kalmış da olsa bir kesim dışında herkese ayan olan tespitlerin paylaşılmasından ibaret. Büyütmemek lazım  diyeceğim ama Birand’ın ifadesi ile “yatacak yeri olmayan laik kesim” o kadar katı ve kapalı bir dünyada yaşıyor ki bu “itiraflar” bile çok cesur, tebrikler…


Mehmet Köprülü'ın Yazısı.