Merve Çirişoğlu Çotur

Yardım stantlarını basan, mescidleri yağmalayan, fırsatını bulduğu ilk anda dindar olduğunu düşündüğü kişileri sözleriyle ve bakışlarıyla linç eden arkadaşlar; sizin için bir kampanya başlatsak, bir bütçe oluştursak ve sizi bir süreliğine dünya seyahatine çıkarsak nasıl olur?

Yahu yok, kimseyi Yunanistan`a itelemiyorum. Gayet iyi niyetle, başka hayatları ve ortamları bir görün, gelin diyorum.

Mesela ben ilk gönüllü mihmandarınız olabilirim. Hemen korkmanıza gerek yok canım, Aziziye Camii`ni değil, Londra Sanat Okulu`nu gezdiririm ve hocalarımla tanıştırırım sizi. Kantinde bir sütlü çay ısmarlarım önce. Ama kantin yanında pırıl pırıl bir mescid gördüğünüzde lütfen hemen dehşete kapılıp yumruklarınızı kaldırmayın.

Burada Müslümanlar `mescid açtıracak kadar çoğunluk` değil, üç-beş kişiler sadece. `İllegal örgüt` kurup `korsan etkinlikler` yapacak potansiyelleri yok. Ama kampüsün en merkezi yerinde huzurla namaz kılabiliyorlar değil mi, evet, rektörün IŞİDçi olup olmadığına dair sosyal medya paylaşımları patlamasa da dedikodular dolaşıyor olmalı.

İsterseniz hemen bölüm başkanına bir çıkıp bu durumun hesabını sorarsınız. Esasen kendisi de sizi merak ediyor, zira varlığınıza bir türlü inandıramamıştım. Bir keresinde "Ama nasıl olur?" demişti, "Nasıl, niye, kim sizin başörtünüz ile okula girmenize izin vermedi? Kim okulda namaz kılmanızı istemiyor?"

Siz kendinizi kendi kelimelerinizle tanıtırsınız artık. O da size nü model çizilen atölyeye girmek istemeyen bir öğrencisinden nasıl da "Bunu istemeyeceğini bilmem gerekirdi, benim düşüncesizliğim, çok üzgünüm!" diye defalarca özür dilediğini anlatır. Veya okula yeni kayıt olmuş, yangın çıkışında namaz kılan öğrencisini "Bu okulda mescid var ya kuzum, küçük-büyük tüm üniversitelerde olduğu gibi. Orada kılsana rahat rahat." diye nasıl yönlendirdiğinden, onu başka müslümanlarla nasıl tanıştırdığından bahseder belki.

Ya da sınıfta film izletirken müslüman öğrencisinin yanına gelip "Birazdan senin uygun olmadığını düşünebileceğin bir sahne olacak, istersen sınıftan çıkabilirsin." diye onu nasıl uyardığını anlatır. Siz de tüm bunların sanatçı duruşuna, aydın, barışçı, özgür ve sosyalist bir kimliğe hiç yakışmadığını sloganlarla anlatırsınız, değil mi?

Önce IŞİD sakızını çiğnersiniz, tutmazsa bir öncekini atarsınız ağzınıza. Ama en azından dövmeden dinlersiniz sanıyorum. Belki iletişim kurmaya çalışırsınız, belki dağarcığınıza yeni kelimeler katmayı denersiniz, belki bağırmak, tükürük saçmak ve ortalığı yıkmak yerine saygılı bir şekilde fikrinizi açıklamayı öğrenirsiniz. Yaptıklarınızın, yaşattıklarınızın ve hissettirdiklerinizin, temsil ettiğiniz ideolojilerle nasıl da örtüşmediğini görürsünüz belki.

Gezin diyorum o yüzden, gezin! Adını bile duymadığınız dine, fikre ve hayat tarzına sahip milyonlarca insanın homojenize olmadan dünyanın başka yerlerinde nasıl yaşadığını görün. Anlayın, kavrayın, sakinleşin, `insan` olun ve geri gelin.

Sonra hep birlikte tatlıcıya gidip AŞURE yiyelim, olur mu?

Merve Çirişoğlu Çotur

09.12.15, Londra.


GENÇ'ın Yazısı.