Siyaset, sanat, iş dünyası ya da kamuda köşe başlarını tutanların yaş ortalaması nedir dersiniz? Elli? Muhtemelen. O zaman şöyle diyebiliriz: Türkiye’yi yönetenler genelde bu yaş civarındaki insanlardır. Aşağı yukarı her dönemde bu yaş grubundaki  insanların idareyi ellerinde tuttuklarını düşünmek yanlış olmaz. Yine mesela bir on sene sonra kırklı yaşlarını sürenlerin devrinin geleceğini söylemek de öyle. Bu hesaptan yola çıkarak yirmili yaşlardaki bir gencin zamanının gelmesi ya da hangi alanda  gelişmek istiyorsa o alanda sözü dinlenir hâle gelmesi için bir otuz sene geçmesi gerektiğini düşünebiliriz.

Şüphesiz bu genellemelerin altında üstünde kalanlar olacaktır ama bunlara da istisna dersek bu satırları okuyan okuyucu için şöyle afili bir sonuca  varabiliriz: Yaşından elli yaşa kadar olan süreyi hesapla. Devrinin gelmesi için daha bu kadar süren var. Oh ne âlâ mı? Ne münasebet? Bak da gör:

1. O kadar süre yaşayacağının garantisi yok.

2. O süre geçtikten sonra nerede olacağın da belli değil.

3. O  süre geçtikten sonra ne Türkiye’nin ne de dünyanın nerede olacağını da kimse bilmiyor.

Bildiğimiz tek bir şey var: Anını kıymetlendirenler, her anda kıymet bulur ve her ana kıymet katarlar. Türkiye otuz sene sonra nerede olacak, sen nerede olacaksın,  bunların derdine düşmüşsen şu andan itibaren vaktini nerede nasıl harcayacağını planlasan iyi olur. Diğer türlü küsurat olarak kalmaya mahkûmsun.


Mehmet Köprülü'ın Yazısı.