Hafazanallah
“Bütün bu hadiseler silsilesi, yorum ve tartışmaları ilgiyle inceledikten sonra; Allah’a ‘iyi ki bunlar ülkemizde olmuyor’ diye şükretmekten alamadım kendimi.”
Biliyorsunuz Amerika Birleşik Devletleri, bünyesinde her dinden ama bilhassa da Hıristiyanlık içerisinden pek çok inanç grubunu barındıran ilginç bir ülke. Pek çok yerel, kendine özgü Hıristiyan organizasyonları arasında kıyamet ve intihar tarikatları da dahil olmak üzere inanılmaz bir çeşitlilik var. Bunların bir kısmı; yol açtıkları skandallar ve hatta toplu intihar vakaları neticesinde filmlere bile konu olmuştur.
Resmi olarak hiçbir zaman ilan edilmese de Hıristiyan aleminin fiili lideri olan bu ülkede din adına ortaya konulan bazı rezaletlerin içerikleri kadar bunlara inanan safdillerin çokluğu da şaşırtıcı geliyor insana.
Duydunuz mu bilmem: Geçenlerde bir Peder Efendi, Hz. İsa’ya ait olduğunu iddia ettiği bir saç telinin yıkanmasında kullanılan suları, pet şişeler halinde ambalajlayıp satmaya başlamış. Söz konusu suyun şifalı olduğu iddia ediliyormuş çünkü bir peygamberin vücudunun bir parçasına değen suyun da aynı peygamber gibi saf ve artı, sağaltıcı etkileri olduğuna inanılıyormuş. Bu suyun bir diğer özelliği de söz konusu saç teline değen suya değen suları da mayalamasıymış. Yani bu sudan herhangi başka bir suya damlatıldığında o su da diğeri gibi şifalı hale geliyormuş.
Bu işi organize eden Peder Efendi’nin, önderlerinden olduğu tarikat, her ne kadar yerel bir isimle anılıyor olsa da aslında; bilhassa da şifalı saç suyu satan Peder Efendi’nin ulusal kanallardaki şöhretinden dolayı, ülke çapında oldukça tanınıyormuş. Bu Peder Efendi, her hafta belirli ulusal kanallarda; ülkenin tanınmış sunucuları eşliğinde katıldığı programlarda; halkın dini suallerini cevaplıyormuş. Hıristiyanlığın en katı uygulamalarını savunmalarıyla meşhur bu tarikata olan sempati, söz konusu Peder Efendi’nin, televizyondaki esprili performansı nedeniyle özellikle son dönemlerde, her zamankinden daha fazla sempati toplamış. Hatta denen o ki toplumun dine mesafeli kesimleri bile söz konusu Peder Efendi’nin esprili üslubu nedeniyle bu tip televizyon şovlarına iltifat ediyormuş.
Konu ilgimi çektiği için ben de meseleyi internetten araştırdım hemen. Peder Efendi’nin bir Facebook sayfası var ki neredeyse iki buçuk milyon takipçili. Bu Facebook sayfasında söz konusu saç teli suyu hadisesiyle ilgili paylaşımlar da yapılmış gerçekten. Fotoğrafları bir görseniz; tesis kurmuşlar resmen: Dokunmatik ekranlı yıkama ve paketleme üniteleri filan... Hatta bir fotoğrafta Peder Efendi, elinde altın kaplama gibi görünen özel bir kutu olduğu halde tesislerde boy gösteriyor. Sanırım içinde Hz. İsa’ya ait olduğu iddia edilen saç teli var. Diğer resimlerde ise Peder Efendi, üzerinde dini kisveler olduğu halde üretim bantları önünde tespit ve incelemelerde gözlemlenebiliyor...
Her ne kadar söz konusu Peder Efendi, konuyu ülke genelinde alenileştirmekten anlaşılır nedenlerden dolayı kaçınıyor görünse de mevzudan sosyal medya üzerinden haberdar olan kimi çevreler, birtakım tartışmalar başlatmış durumdalar. Bilhassa söz konusu paylaşımlara göz atıldığında; birbirine karşıt iki grubun görüşlerinin kıran kırana çarpıştığı göze çarpıyor. Bir grup Hz. İsa’ya ait olduğu bile şüpheli bir saç telinin, velev ki gerçekten Hz. İsa’ya ait olsa bile bu şekilde ticari meta haline getirilmesini; din istismarı, din dışılık, iman ticareti gibi ithamlarla eleştirirken diğer grup ateşli biçimde Peder Efendi’nin söz konusu icraatını savunuyor. Mesela; birisi şöyle yazmış: “Sakal su ile yıkanınca galiba Peygamber’in DNA’sındaki hidrojen bağları kırılıyor. Bir kısım adenin, sitozin suya karışıyor. İçen kişide bu kimyasallar muhtemelen beyinde epinephrine ve noradrenalin değerlerini artırıyor... Kısacası bu olayın arkasındaki büyük kimyasal reaksiyon zinciri ağını görmeyen aşk yoksunu kimseler konuşmasın...”
Bütün bu hadiseler silsilesi, yorum ve tartışmaları ilgiyle inceledikten sonra Allah’a ‘İyi ki bunlar ülkemizde olmuyor’ diye şükretmekten alamadım kendimi. Hafazanallah!
Sinan Özgenç'ın Yazısı.