Okumayı severim. Her gün telefonuma düşen köşe yazıları, aylık gelen dergiler, belirli aralıklarla okuduğum kitaplar kadar takvim yapraklarının arkasında titizlikle hazırlanan hikmetli bilgileri okumak gibi bir huyum da vardır. Bazen, takvim yapraklarının destesini yuvasından çıkarıp onlarca sayfa okuduğum da olur. Yine geçtiğimiz günlerde takvim yapraklarının arka sayfalarında dolaşırken, Abdullah ibn-i Abbas radyallahuanh’ın hikmetli sözlerinden birinde ‘‘On şey ömrü uzatır.’’ yazıyordu.

Hepsi birbirinden güzel olan sahabe efendilerimizden Abdullah ibn-i Abbas’ın (ra) sözü şöyle: ‘‘10 şey ömrü uzatır:’’

1 - SADAKA VERMEK

Peygamber Efendimiz’in (sav) de buyurduğu üzere: ‘‘Hastalarınızı sadakayla tedavi edin. Sadaka, her hastalığı ve belayı defeder.’’ (Beyhâki) Abdullah ibn-i Abbas (ra) da kur’an ve sünnet ışığında sadakanın ömrü uzatacağını bildirmiş. Malumdur ki ülkemiz mültecilerin, mazlumların, muhtaçların çokça bulunduğu bir ülke. Her yanımız potansiyel bir sadaka ortamı. Elimizden, gönlümüzden kopanı muhtaçlarla paylaşmak, hiç olmazsa bir güzel sözle, bir tebessümle sadakada bulunmak ömrümüzü bereketlendirecektir.

2 – ÇOK DUA ETMEK

‘‘Allah katında duadan daha kıymetli bir ibadet yoktur.’’ buyuruyor Efendimiz (sav). Bugün acımızda ah-u figan etmek yerine, sevincimizde o sevinci vereni unutmayarak duaya sarılmak elbette faydamızadır. İbn-i Abbas (ra) duanın önemini vurgulamış ve hikmetlerinden birine dikkat çekerek ömrü uzatacağını zikretmiş.

3 – ANNE BABAYA İTAAT ETMEK

Yine Efendimiz (sav) buyuruyor: ‘‘Anne babaya itaat etmek, cihada katılmak kadar sevaptır.’’ Amenna...

4 – GECE NAMAZINA DEVAM ETMEK

İsrâ Sûresi 79. Ayet-i kerimede buyruluyor: ‘‘Gecenin bir kısmında uyanarak, sana mahsus bir nafile olmak üzere namaz kıl. (Böylece) Rabbinin, seni, övgüye değer bir makama göndereceği umulur.’’ Bir çok ayet ve hadiste gece namazlarının önemine dikkat çekiliyor. Bu vesile ile İbn-i Abbas (ra) gece namazlarına devam etmenin de ömrü uzatacağını bildiriyor.

5 – SEHER VAKTİNDE İSTİĞFAR ETMEK

Resûlullah Efendimiz (sav) bir hadîs-i şerîfinde şöyle buyurmuşlar: “Allah, her gece dünya semâsına gecenin son üçte biri kaldığında rahmetiyle tecellî eder ve şöyle buyurur: ‘Bir isteyen yok mu ki onun istediğini vereyim? Bir duâ eden yok mu ki ona icâbet edeyim? Bir mağfiret dileyen yok mu ki kendisini bağışlayayım?’ ” (Kurtubî, c. 2/4, 39)

6 – DUHA NAMAZINA DİKKAT ETMEK

Sahâbeden Enes -radiyallâhu anh buyurur ki: “Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem-. Efendimiz’i bir gün duhâ namazı kılarken gördüm. O günden sonra bu namazı hiç terk etmedim.” Bu rivâyeti nakleden Hasan-ı Basrî Hazretleri de aynı hassâsiyet içinde şöyle der: “Hazret-i Enes’in bu ifadelerinden sonra ben de o namazı hiç terk etmedim.” (Bkz. Taberânî, Evsat, II, 68/1276)

7 – KUR’AN OKUMAK

"Biz, Kur`an`dan öyle birşey indiriyoruz ki o, müminler için şifa ve rahmettir; zalimlerin ise yalnızca ziyanını artırır." (El-İsrâ, 82).

8 – ALLAH’I ÇOK ZİKRETMEK

‘‘Muhakkak ki,Allah`ı zikretmek her şeyden daha büyüktür. (El-Ankebut, 45)

9 – BAŞINI GÜL SUYU İLE YIKAMAK

10 – PEYGAMBER EFENDİMİZ’E (SAV) SALAVAT GETİRMEK

Rabbimiz Ahzab Sûresi 56. Ayet-i kerimede şöyle buyuruyor: ‘‘Allah ve melekleri, Peygamber`e çok salevât getirirler. Ey müminler! Siz de ona salevât getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin.’’

O sözü naklettikten sonra, bu güzel sahabe efendimiz hakkında kısa bir kaç bilgi vermek elzem olacaktır. Efendimiz (sav) ‘‘Ashabım gökteki yıldızlar gibidir.’’ buyurmuş. Zira onlardan bahsetmek, gönlümüzü aydınlatacak güzel hasletlerden biridir.

619 yılında Mekke’de doğan Abdullah ibn-i Abbas (ra) Peygamber Efendimiz’in (sav) amcasının oğludur. Babası Hz. Abbas (ra) , oğlu doğar doğmaz Hz. Peygambere (sav) götürmüş, Rasûlullah da (sav) onu kucağına alarak: “Allahım! Onu dinde fakih kıl. Kitabının açıklamasını ona öğret.” diye dua etmiştir. Ayrıca Abdullah ibn-i Abbas’ın (r.a) ismini de Peygamber Efendimiz koymuştur. O’nun gençliğinde zaman zaman Efendimiz (sav) başını okşarken: ‘‘Allah’ım! Bütün ilim ve hikmeti bu başa ver, ona tevil ve tefsir’i öğret. Allah’ım! İnsanoğluna verdiğin her ilim ve hikmeti bunun göğsünde topla.’’ diye dua etmiştir.

Yaşının küçük olmasından dolayı Rasûlullah’ın (sav) evine ve özellikle teyzesi olan Hz. Meymune’nin hücresine rahatça girip çıkardı. O naklettiği hadis, tefsir ve fıkıh ilmine vukufu ile tanınırdı. Abdullah İbn Mes’ud, O’nun için: “O, Kur’ân-ı Kerim’in tercümanıdır, müfessirlerin sultanıdır” demiştir. 1660 hadis rivayet eden, en çok hadis rivayet eden yedi kişiden beşincisi, âdeta zamanın bir ansiklopedisi olan Abdullah ibn Abbas (ra), 687 yılında Taif’te yetmiş yaşındayken vefat etti, nûr olsun...


Yunus Emre Avşar'ın Yazısı.