Türkiye Uluslararası Terörün Hedefinde Çünkü Kendisine Biçilen Rolü Çok Aştı
Uzunca bir süredir Türkiye uluslararası terörün hedefinde. Ankara, İstanbul derken Türkiye’nin kalbi başkent Ankara dört ay sonra ikinci kez uluslararası terörün hedefi oldu.
28 kişiyi katleden terör saldırısının ardından en çok sorulan soruların başında haklı olarak; “Neden Türkiye?” sorusu vardı.
Bir terör örgütünün tek başına gerçekleştiremeyeceği derecede organize edilmiş Ankara’daki intihar saldırısının arkasında hangi uluslararası istihbarat örgütlerin olduğu ve bu eylemle nasıl bir mesaj verilmek istendiği sorusu tabiatıyla gündeme geldi.
Bu sorulara ilişkin pek çok değerlendirmede bulunuldu. O değerlendirmelerden biri de Tunus’taki Arap Baharı sonrası seçilen ilk Cumhurbaşkanı olan Muhammed Munsif el-Merzuki’ye aitti. Tunus’un eski Cumhurbaşkanı Türkiye’nin uluslararası terörün neden hedefinde olduğunu ve verilmek istenilen mesajı şu sözleriyle açıklıyordu:
“Türkiye, Sykes-Picot anlaşmasında kendisine biçilen “itaatkârlık” rolünü aşarak rol model oldu. Türkiye, iki milyondan fazla Suriyeli’ye desteğinden ve onları korumasından, Arap Baharı’na, özellikle ordu ve güvenlik konularında Tunus’a verdiği her türlü destekten, ekonomik ve sosyal alanlardaki başarısından ve büyük devletlerle yarışmasından dolayı cezalandırılmak amacıyla terör saldırıları aracılığıyla hedef alındı.”
Türkiye’nin neden uluslararası terörün hedefi haline geldiğinin cevabını veren yerinde bir tespit. Bu yerinde tespiti sadece Marzuki yapmıyor. Pek çok analizde altı çizilen bir husus bu.
Beytullah Demircioğlu'ın Yazısı.