Ayna Ayna Söyle Bana Rengim Nedir Acaba?
Ayşe Kurudere
Çünkü en büyük düşmanım bende, en büyük faydam bende, ne ararsan en`ler hep kişinin kendinde… En büyük düşmanın nefis, en büyük faydan kalp, en yararlı yanın Rahman`dan gelen tarafın… Kendini tanıyan aslında ne olamadığını, eksiklerini, kusurlarını görür, ardından boynu bükülür de En yüce Kudreti tanır…
“Kendini tanımak neden bu kadar mühim? “ diye sordu katıldığımız seminerlerden birisinde bir genç hanım… Cevap başka bir katılımcıdan geldi: “Mühimdir, çünkü en büyük düşmanım bende, en büyük faydam bende, ne ararsan en`ler hep kişinin kendinde… En büyük düşmanın nefis, en büyük faydan kalp, en yararlı yanın Rahman`dan gelen tarafın… Kendini tanıyan aslında ne olamadığını, eksiklerini, kusurlarını görür, ardından boynu bükülür de en yüce Kudreti tanır…“ Bu ifadeleri ne zaman hatırlasam hala o günkü kadar ürperir gönlümde bir yer. “Kendini bilen Rabbini bilir” hadisi gelir sonra gözlerimin önüne, bir el hayal penceremin kara tahtasına bu 4 kelimelik sırrı nakşeder. Muamma bir yaratılış olan insanı kendini keşfe çağırıyordur en büyük Öğretici...
Kendini Tanımak… Ya da günümüze daha yatkın ifade ile Karakter Analizi… Uzmanlar 4 ana başlık altında toparlamışlar karakterleri. Daha sonra bu karakterleri renklerle bağdaştıranlar da olmuş. Bunlar;
Sarı Karakter: Popüler Optimist
Mavi Karakter: Mükemmeliyetçi Melankolik
Kırmızı Karakter: Güçlü Kolerik
Yeşil Karakter: Barışçıl Soğukkanlı
Geçtiğimiz sayıda bu köşede yayınlanan “Kendini Keşif Testi” elinize geçtiyse ve a şıkkını fazlaca tercih etmişseniz Popüler Optimist, b şıkkının size daha uygun olduğunu düşünmüşseniz Mükemmeliyetçi Melankolik, c şıkkı ağır basmışsa Güçlü kolerik ve d şıkkı diğerlerinden daha uygunsa Barışçıl Soğukkanlı kişilik kapsamına girmektesiniz. Test elinize geçmemişse bile güçlü-zayıf yönlerden yola çıkarak kişiliğinizi kolayca fark edebilirsiniz.
Konuya geçmeden bir ufak hatırlatma yapalım. Bir karakterin bütün özelliklerini taşımanız gerekmez, zira bu başlıklar genellemelerden yola çıkılarak ortak özelliklere binaen koyulmuştur. Yani dört çeşit insan kişiliği yoktur, ağır basan kişilik özellikleri vardır. Tıpkı 12 burç olmasına rağmen 12 insan türü olmayışı gibi… Ve ayrıca hiçbir karakterde diğerine göre üstünlük durumu da mevcut değildir. Her karakterin törpü gerektiren, kuvvetlendirilmesi gereken ve korunmalı denilen yanları mevcuttur.
Konuşma kabiliyetiniz gayet iyiyse, ikna ediciliğiniz ve espri yeteneğinizle girdiğiniz her ortamda yeni tanışıyor olsanız bile hızla diyaloga girebiliyorsanız, eğlenmek amaçlarınız arasında kuvvetli bir yerdeyse, çevrenize mutluluk ve huzur yayabiliyorsanız siz bir popüler optimistsiniz demektir. İlk bakışta diğer karakterlerden daha iyi bir mevkide görülür bu karakter, hâlbuki zayıf yönleri de vardır. Çevrenizde popüler optimistler varsa ve onlarla uzun süreli beraberlikleriniz olmuşsa muhakkak dikkatinizi çeken bazı olumsuzlukları olmuştur. Bu karakterlerin disiplin sorunları vardır mesela, sonra unutkandırlar, sürekli söz keserler, gürültü potansiyelleri yüksektir, kolayca sinirlenebilirler, tanınmak ve bilinmeye düşkünlükleri daima ağır basabilir, dağınık, düzensiz, her an değişebilen tutumludurlar, bazen yüzsüz olabildikleri bile görülür.
Çok enerjik, şirin, sosyal, inandırıcı, sıcak, neşeli, hayat dolu, yönlendirici ve konuşkan bu karaktere bazı tavsiyelerde bulunsaydık sanıyorum en önemlisi şu olacaktı:
Anatomimiz incelendiğinde iki kulak ve bir ağzımızın olması bir tesadüf değildir. Bu takdire binaen bizden istenen iki kulakla çokça dinlemek, tek ağızla yeterince konuşmak olsa gerek. Buradan yola çıkarak karşı tarafın konuşmasına müsaade etmek, sözünü kesmemek ve en mühimi, dinliyor gibi görünüp kendi konuşacaklarımızı düşünmemek zayıf yönlerin kuvvetlendirilmesinde yahut sivriliklerin törpülenmesinde en büyük adım olacaktır.
Her popüler optimist arkadaşlarının bir listesini yapmalı, bu listeyi kaybetmeden evvel onları aramalı, hep karşıdan beklememeli.
Çok düzenli olmalarını isteyemeyiz, ama şimdiki hallerinden daha düzenli olmaları da ilk aşamada gayet büyük bir adımdır.
Unutkan ve bazen sakar olma ihtimalini göz önüne alırsak şayet, sıkça emanet almaması gerektiğini ya da alıyorsa da aldığı gibi ve zamanında teslim edebilmeyi alışkanlık haline getirmesini hatırlatmalı.
Sonra pire her zaman piredir, hiç deve olamaz. Bu bir gerçek, bu gerçeği bir an evvel kabul edip abartıyor olmaktan kurtulmalı.
Herkes popüler optimisti beğenip, takdir etmeyebilir, bu durumu kabul etmeli; takdir ve sevgi görmediği zamanlar da bunalıma girmemeli.
Ayrıca sürekli erteliyor olmanın, üşenmenin, vazgeçmenin kendisine neler kaybettirdiğini fark etmek için de geç kalmamalı.
GENÇ'ın Yazısı.