A. Yasin Demirci

Konjonktüre göre farklı biçimlerde, ısıtılıp ısıtılıp gündeme getirilen “Türkiye`nin yönü” meselesi yine gündemin en hararetli konusu. Geçmişte “Malezyalılaşıyoruz mu?” sorusu üzerinden yapılan polemik bu kez Türkiye`nin ekseninin kayıp-kaymadığı üzerinden yapılıyor.

Tartışmanın gündeme geliş sebebi malum. Türkiye`nin son dönemde gerçekleştirdiği Ortadoğu açılımı kapsamında attığı adımlar. Bu adımlara ilaveten İsrail ve ABD ile yaşanan gerginlikte kullanılan söylem, Türkiye`nin ekseninin batıdan doğuya kaydığı yönünde ileri sürülen gerekçeler arasında sıralanıyor.

Hükümet ve pek çok siyaset bilimcisi bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını, olan bitenin politik çeşitlilikten başka bir şey olmadığını söyleyedursun malum çevreleri ikna edebilmiş değiller.

Bu tartışma çerçevesinde dile getirilen bir tesbit var ki oldukça yerinde. Deniyor ki, Türkiye`nin ekseni değil, Ankara`nın bölgeye yönelik politik manevraları sebebiyle aslında Ortadoğu`nun ekseninin Türkiye`ye doğru kaydığı ifade ediliyor.

Bölge ülkelerine yönelik açılımların ve gelişen ilişkilerin Türkiye`nin Ortadoğululaşmasına değil, aksine Ortadoğu`nun Türkiyelileşmesine yol açtığı tesbitine yer veriliyor.

Bu meyanda, gazeteci İhsan Bal, Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfı (TESEV) tarafından 7 Arap ülkesinde 2006 kişi ile yapılan “Ortadoğu`da Türkiye Algısı” başlıklı araştırmaya dikkat çekiyor. Söz konusu raporun can alıcı bazı sonuçlarına göre: Bölge insanının %75`i Türkiye`ye olumlu gözle bakıyor; Türkiye`yi İslam ve demokrasinin başarılı bir sentezi olarak görüyor. Türkiye`yi Arap dünyası için bir model olarak görenlerin oranı ise %61. Arap liberal düşünürler, Türkiye`nin bu sentezinin, Arapların beyninde önemli bir paradigma değişimine yol açtığını, bunun da hükümetleri her geçen gün daha fazla değişime zorlayacağını ifade ediyor.


GENÇ'ın Yazısı.