Halit Yasir Özoğul

Bir aydır, elimde küçük hediyelerle dolu bir çanta, cami cami geziyorum. Mâlumunuz, bugünlerde, sabah 8`den 11:30`a kadar camilerde cıvıl cıvıl çocuk sesleri, becerilebildiği ölçüde Kur`an eğitimi var. Allah hocalarımıza yardım etsin, işleri hayli zor.

Çocuklara eğitim veren imam ve müezzinden müsade alıyor, elimdeki hediyeleri, küçük bir yarışmayla, sorduğum sorulara doğru cevap veren öğrencilere veriyorum. Böylece, imam ve müezzin de mütebessim bir çehre ile biraz da olsa dinlenmiş oluyor.

Balondan not defterine, hikaye kitabından diş fırçasına, ıslak mendilinden kol saatine, kaset-CD`den cep kitaplarına, tokasından tacına ve doodii krizine ilaç DİDO`suna kadar, muhtelif küçük hediyeler... Bir coşku oluyor ki sormayın.. Gönüllülük... Bu da bir gönüllülük işte. Makbûl eylesin Rabbim.

Hedefimde, 20 kadar camide yoğunlaştırdığım bu faaliyetle, "rezil ortam"a rağmen camiye gelen çocukları tebrik etmek, onlara teşekkür etmek, bu bilinçte daimi olabilmelerini sağlayabilmek ve aralarından çakmak çakmak gözleriyle gelecek vadedenlerle yakınlık kurabilmenin alt yapı çalışmalarında bulunmak var.

Elinde, bu çalışmaya ilişkin en küçük bir imkanı olan herkese, bir defa da olsa bu faaliyeti tavsiye ederim. Üç-beş bayram şekeriyle de olsa, mahalledeki veya güzergâhtaki bir camiye uğranılıp, din ve îmana dair sorulan bir kaç soruyla şenlendirilen ortamlar inşallah gelecekte çok "işe yarar". Muhabbetle.


GENÇ'ın Yazısı.