Çalışmak Derdinin Sevdası İle…
Ahmet Ekrem Kaya
Zamanın kodlarını taşıyacaksın bugüne. Sekülerleşmeden yapacaksın bunu da. Asrı saadet ruhunu çelikten imanınla zamanına denk düşüreceksin.
Bir hayalin varsa bu mümkün ancak. Gece birden uyanıyorsan mefkuren için bu sana muhtemel gelir. Yoksa çalışmak nedir, dert nedir, sevda nedir bilemezsin. Bunları aynı cümle içinde bile kullanamazsın. 48 sayıdır DERT deyip duruyoruz, biliyorsun artık bizim derdimizi. Sende de varsa o dertten heyecanlısın bizim kadar. Anlıyorsun beni gözlerime baktığında, aynı yeri görüyoruz demek…
Bazen çağladı geldi sevdamız, davamız bazen durakladı bazen de zorlandı. Bu sıralar da zorlanıyor yine. İşte tam da burada sana bana vazife veriliyor. Efendimiz (s.a.v) falanca yere kim gider dediğinde ardında kalacak hiçbir şeyi düşünmeden atılan sahabe-i kiram efendilerimizin aşkı/aşkınlığı bekleniyor bizden. Bu zamana ayrılmışsa nefeslerimiz kaderimizde bir rol biçilmiştir bize. Zaman bekliyor, kader bekliyor bizden bunu. Ne için? O bayrağı alıp koşmak için, hak ettiği yere yeniden dikmek için. Bunun da şartları var elbet. Her şeyden önce niyet edeceksin. Niyetin olmazsa buna, çay bahçelerinde vatan kurtaran sözde yiğitlerden farkın kalmaz. Karınca gibi niyet edeceksin Kâbe yolunda ölmeye. Varamayacağını bilsen de "Olsun yolunda ölürüm" diyebileceksin, bu kadar inanacaksın.
Sonra çalışacaksın. Attığın her adım mefkûrenin can suyu değirmenine su taşımak için olacak. Çalışmak o kadar geniş bir ifade ki, benim umutlu olduğum GENÇ ondan kendine gerekeni çıkarır, muhayyilesinde vazifesini canlandırır, daha da az uyuması gerektiğini anlar. Gerekirse iğne ile kuyu da kazacaksın, samanlıkta iğne de arayacaksın. Derdinin peşinde koşarken kendi hakikat arayışını asla unutmayacaksın. Kendin kemale ermeden birilerinin kemalatına vesile olamazsın.
Zamanın kodlarını taşıyacaksın bugüne. Sekülerleşmeden yapacaksın bunu da. Asrı saadet ruhunu çelikten imanınla zamanına denk düşüreceksin. Dünya dönerken kalbin durmayacak kısacası. Onun değişim yapısına eş mantık döngünü kalbinin egemenliğinde gerçekleştireceksin. Gönül medeniyetinin çocuklarıyız biz. Direk O’na bağlı olanla yürüyecek hayatın, kalbinle...
Efendimiz’in (s.a.v) firasetinden bir cüz almak için dua edeceksin. O’nun ahlakından nokta nasip alman seni nasıl değiştirecek bir düşünsene. Hayatımızın her alanına tanzim eden ölçülemeyecek mikyasta bir ölçü O. Bir Müslüman kimliği inşa edeceksin böylece, hem zahirinde hem batınında. Hal ehli olmadan kâlin (sözün) tesir etmeyecek. Temsil olmadan tesir olmuyor zira.
Kendi ikmalin de derdin için. Çalışmak da onun için. Zaten her şey O’nun için.
Yanlış anlama beni, dünyayla kavgam yok. Tek derdim onu kalbe koymamakla. Dünyayı ötelemeden ama kalbinde ona yer de edindirmeden, derdinin heyecanı ile çalışmak kaygısındayım yalnızca. Bunun hazzına vardığında manen tatmin olmayacak, sadece yeni adımın için motive olacaksın.
83 yaşında da olsan atının sırtına atlayıp İstanbul’u fethetmeye çıkacaksın.
Bak niyet çıktı yine karşımıza. Niyet etmiş yola düşmüş, karınca gibi yolunda ölmüş ne mutlu O’na.
Şeref, şükür…
Çalışmak derdimizin sevdası ile, güzel hülyalardan hedeflenmiş geleceğe uyanmak.
Fatih, sen misin?
Hadi yiğidim davran da görelim.
GENÇ'ın Yazısı.