Okulunuzu bitirdiğinizde iş bulma derdi içinde yüzerken karşınıza ilginç bir reklam tabelası çıkıyor. “ÖSS`nin yönetmeninden yeni bir umut kapısı: KPSS” sloganını hissediyorsunuz. Önce kâle almıyorsunuz sınava öylesine giriyorsunuz. Sonuçlar güç bela açıklanıyor, ÖSYM nasıl bir keyfi kurumsa sitesi çöküyor bir türlü sonucunuzu öğrenemiyorsunuz. Sonucunuz karşınıza geldiğinde şaşırıyorsunuz, bir sürü puan türü var ama hangisi sizin işinize yarayacak bir iki eşe dosta sorunca öğreniyorsunuz. Sınav sonucunda gelen puanınız biraz umut vaat ediyorsa bu kez tercih hırsı basıyor, bir yandan da keşke biraz çalışsam belki daha da iyi bir puan alırdım diyorsunuz. Tercih kılavuzunu beklemeye koyuluyorsunuz. Bir de durumdan haberdar olan arkadaşlarınız akrabalarınız sizi sürekli yönlendirmeye çalışıyor, şurayı tercih et şöyle tercih et gibisinden. Siz, kendi ünvanınız neyse onunla tercih yapma konusunda ve tercih ettiğiniz şehrin kendi şehriniz olması konusunda hassasiyet gösteriyorsunuz. Bu, çoğu zaman sizin ikinci sınıf yerlere yerleşmenize ya da hiçbir yere yerleşememenize vesile oluyor. Atananlar bir şekilde memnun oluyor, iyi kötü devlete kapağı atmış oluyorlar. Atanamayanlar ise işsizlik denizinde yüzmeye devam ediyorlar. Allah`ım nedir bu Türklerin imtihanlarla imtihanı. Her şeyin altından bir imtihan çıkıyor. Evet, imtihan dünyasında yaşıyoruz da diğer ülkelerdekiler niye yaşamıyor kardeşim. İmtihansız bir Türkiye için Evet diyorum.


Sami Yaylalı'ın Yazısı.