dunyabizim.com`dan derleyen Asım Gültekin

Bir Güzel daha gitti!

Gençliğin kendini bulması, aslına dönmesi, gerçek başarı ve mutlulukla tanışıp barışmasına adanmış bir ömür, nihayete erdi. “Sanatçı olmak için sanata âşık olmak lâzım.” diyen bir aşık sanatçı daha insanlık semasının yıldızları arasında yerine yerleşti.

1941 yılında Samsun’un Kavak ilçesinin Alaca köyünde doğmuş Mustafa Necati Bursalı… Kur’an’ı hakikatiyle taşımaya çalışan bir hafız-ı Kur’an. İlahi sanattaki hassasiyeti yansıtmaya gönüllü sıkı bir hattat. 1965’te tayin edildiği Osman Reis Camii imam-hatipliğini, 1988’de emekliye ayrılıncaya kadar büyüt bir itina ve titizlikle sürdüren bir halk eğitimcisi. Ama onu gönüllerimizin en mutena bir köşesine yerleştiren asıl özelliği, büyük bir aşk ile Peygamber Efendimiz s.a.v için yazdığı anıt şiirleri. Bu yönüyle Mustafa Necati, asr-ı saadetin destanını yazan adam olarak kabûl edilmeli.

Şiir yazmaya bir hastahane odasında başlayan Akif’in, Necip Fazıl’ın, son demlerinde ise Yunus’un ruhundan beslenen “Ben ne şah ne de beyim / Bir aciz pervaneyim /Artık kimlere gideyim / Sen var iken ey Nebi!” diyen, bu mütevazi gönüllü hassa şair, her şiiriyle “Selam Sana Sultanım” diyerek esas duruşunu hep muhafaza etti.

Hep Allah Aşkını Seçenler’i, Tarihe şan Verenler’i anlattı, hep İstanbu’un Anadolu’nun Erenleri’ni hatırlattı. Sadece kitaplarının künyelerine bakılması bile, onun nasıl bir hayatın temsilcisi olduğunu anlamaya kafi gelir. Kendisini besleyen “şah damar”ı sorduğumuzda “Bir büyük ustanın çırağıyız” derdi ve dudaklarından Mahmut Sami Ramazanoğlu ismi dökülürdü. Gidişiyle bizim de “yüreğimize kor düştü”. 60`ın üzerinde eser dizmişti ömür defterine.

Âlimin ölümü, âlemin ölümüdür, biliyoruz. Ailesine, yakınlarına ve kitaplarıyla büyümüş bir nesle baş sağlığı ve sabr-ı cemil diliyoruz. Duamız önden giden güzellerin yerlerini dolduracak aşk makamında gençlerin çoğaltması. Merhum büyüğümüzün Makamı cennet ruhu şad olsun.

Mahmut Bıyıklı haber verdi.


Asım Gültekin'ın Yazısı.