M. Emin Kul

1. Okulda acemi olduğunu belli etmeme sedromu: Dışarı karşı biz bu yolları iyi biliriz tavrı yaparken için için “ulan nereye düştük” durumudur. Bu halinizden acemi olduğunuz şıp diye anlaşılır zaten ama üzülmeyin 1–2 ay içinde geçer.

2. İstenilen bölümde okuyamamak: Büyük çoğunluğun idealiyle; girebildiği bölümler arasında ciddi farklar vardır, bu sizi hayal kırıklığına uğratmamalıdır. Daha mütevazı tercihlerinizle idealiniz arasında ilişki kurabilirsiniz. Tıp yerine masörlük, edebiyat yerine kütüphanecilik, uluslararası ilişkiler arzu ederken Rus dili ve edebiyatı okumak gibi.

3. İlk sene çok çalışır daha iyi bir okula yatay geçiş yaparım ütopyası: şunu iyi bilin; tüm girdiğiniz dönem arkadaşlarınız ve ülke içindeki 140’a yakın muadil okul dışında, bütün Kıbrıs, Balkanlar, Türkî cumhuriyetler ve diğer malum ülke üniversitelerinde okuyanların hayali de aynen budur. Geçmek istediğiniz okulların kontenjanı ise en fazla 3, 4 kişiyle sınırlıdır. Gerçekçi olun, önünüze bakın, okulunuzu vaktinde bitirin.

4. Kapağı attık şimdi serme zamanı aldanması: Bu kadar sene uğraştık, parçalandık, şimdi rahat zamanı derseniz nice sınav birincilerini bile yutmuş anafordan kurtulamazsınız. Üniversiteye girememiş olmak, girmiş de bitirememiş olmaktan çok daha iyidir.

5. Derslere girmeme alışkanlığı: Bu en fazla ikinci defa denemede insanın kanına işleyen eroin gibidir. Derse girmeme alışkanlığına müptela olan ilerde kolay kolay bunu aşamaz. Ders seçmeden hepsine girin, başka ne işiniz var? Evde uyuyacağınıza derste uyuyun.

6. Masa başı oyunlarının cazibesi: King, batak, okey, vs. gibi oyun masalarına alışanlar 4 senenin nasıl geçtiğini anlamayıp matematik zekâlarının geliştiğini düşünebilir. şunu da düşünün ki bir daha üniversitede okumayacaksınız ama kahveler hep yerinde duruyor.

7. Kılık kıyafette sınır tanımamak: Üniversite talebeliği kimsenin karışmadığı bir nevi robinsonluk değildir. Hayatın bu dönemini; saçı sakala karışmış biçimde pejmürde ve salaş giyim tarzını tamamlayan unisex küpeler, piercing ve mahrem yerlere kadar dövme yaptırma serbestîsi olarak anlayanlar, salaşlık ve salaklık arasında ince ayırımı bir daha düşünsün.

8. İyi arkadaşlıklar kurmak: Üniversite öğrencileri ikiye ayrılır: Derste not tutanlar ve fotokopi için yalvaranlar. İkinci gruptaysanız ilk gruptan en az birinin dostluğuna ihtiyacınız var demektir.

9. Sigara içiyorum o halde varım psikolojisi: Ana-babalarınızın sigaraya başlayarak karizma yaptığını sandığı dönem çoktan kapandı. Gelecekte; yakın çevresini her fırsatta rahatsızlık verici pis bir duman altında bırakan, nefesinden iç çamaşırına kadar her daim is kokan, sigara sarısı dişlere sahip, gittiği mekânlarda üç tarafı açık bağımlı tiryaki bölümüne gitmeğe mahkûm, hayat boyu en büyük hayali bir gün sigarayı bırakabilmek olan biri olmak istiyorsanız; üniversite yıllarında sigaraya başlayın.

10. Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasınız ama hiç birinizin babası Sultan Murat değil: Ayaklarınız yere bassın, vizyonunuzu geniş tutun ama kendi çaba ve hedeflerinizle vizyonunuz arasında, ulaşılabilir zaman ve başarı durakları koyun. Yoksa yirmili yaşlarda oluşturduğunuz vizyonun, otuzlu yaşlarda ilüzyona dönüştüğünü görür, yolun yarısında taca çıkarsınız.

11. O balıklar ki derya içinde deryayı bilmezler: Üniversite okurken, bunun hayatın en rahat ve kaygısız zamanı dilimi olduğunu kavrayanlar azın da azıdır. Bu kısa dönem tüm mesleki, dünyevi, siyasi, uhrevi ve ailevi geleceğinizi etkileyecek ziplenmiş bir zaman dilimidir. Burada aldığınız birikimlerle iş, eş ve hayat tarzı tercihlerinde bulunacaksınız. Talebeliğin kıymetini bilin, bilmeyenlere bildirin.

12. Genç gönüllü olun: Üniversite öğrenciliği fırsat kadar tehditleri de içerir. Mevlana hazretlerinin tavsiyesine uyun: bir ayağınızı sağlam bağlayın diğeriyle de istediğiniz yeri dolaşın.(bkz,www.gencgonulluler.com)


GENÇ'ın Yazısı.