Esma Söylemez Kimdir?

Esma, Avrupa İslam Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi’nde okuyor. Arapçaya karşı büyük ilgisi var. Genç ve Nazan Bekiroğlu okumak ise en büyük tutkusu. “Yazmakta henüz çok yeniyim, ama ilerletmeyi canı gönülden istiyorum” diyor…

Bugün, uzun zamandır "Fatiha" okumadığımı fark ettim. "Açmak" manasındadır Fatiha…

Ne ağzımı açmıştım ne kalbimi; ufuklara açılmak, felaha ermek için. Ağzımı besmeleler süslemeyeli bir hayli zaman olmuştu. "Sübhanallah" demeyeli, Rabbim sana Hamdolsun demeyeli...

Zaman en sevdiğim suretine bürünmüşken, bütün kainat sükûtta durup seni tesbih ederken; büyülü bir ses eşliğinde içimi titreten bir sabah ezanı dinlemeyeli o kadar uzun zaman olmuş ki. O kadar!

Uyumuşum o vakit. Bütün güzelliklere gözüm, kulağım kapalı uyumuşum.

Sahi gözlerimden akan yaşların hangisi Rabbim senin içindi?. Hangi sebep, hangi mana?

En son ne zaman Resulü(s.a.v) rüyamda görmek için, zamanın bendeki akıbetini unutup; saatlerce secdende başım yerde, başım senle perdesizken!.. Yakarmıştım?

Bir an hatırlamıyorum ki, senin nimetlerinle karnımı doyurmadığım, verdiğin gözlerle görmediğim, verdiğin kulaklarla duymadığım zaman olsun...

Unutulmamışım ben senden... Ama... Seni, "birlik" sıfatının tecelli makamını unutmuşum.

Değil mi ki bu senin sıfat-ı Vehhab`ındır. Karşılıksız verenimiz. Bir ve bir tek kalacak yalnız sensin.

Rabbim! Unutulmuş bir "Fatiha"nla geliyorum kapına, sol yanımın en dip köşesine, dilimin en ucuna "Fatiha"nın fethini yerleştirmeni diliyorum. Senden mağfiret dileniyorum. Bizi lütuflandırdığın bu gece de, bir unutmuşu, bir kaybı unutmayacağını biliyorum. Sen Vehhab’sın. Hamd sana.


Ne Dediler?

Rabia Gülcan: Özetlenmiş bir dua yazısı mı, yoksa bir giriş mi? Klasik olarak, giriş-gelişme-sonuç bölümlerine her yazıda uyulmayabilir. Fakat fikir olarak yahut mantık olarak bir bütünlüğe sahip olmalı yazılar. Olayın en sonunu başında gösterse de bize yazar, biliriz ki kurgu bittiğinde o en baştaki noktaya geleceğizdir. Yani daire tamamlanır, tıpkı bir tesbih gibi. Yukarıdaki metini şu halde belki de on birlik erkek tesbihine benzetebiliriz. Ki genelde öylesine elde çevrilirler. Arkadaşımızın o nice zamandır besmele çekmediği vakitlere ait bir sıkıntısını detaylıca okumak daha keyifli olurdu diye düşünüyorum. Mesela çok beğendiği fakat pahalı bir ayakkabıya %70 indirimle denk gelse ve son çiftine sahip olsa… O sevinci anında, o “besmelesizliği” yüzünden nasıl bir burukluk yaşardı acaba? Ya da yaşar mıydı? Elbette yaza yaza ama en çok okuya okuya olacak, bizde farklı pencerelerin açılması, kalemin kemale doğru ilerlemesi. Ol sebepten, okumaya, düşünmeye yazmaya devam…

Ali Can: Sevgili Esma, her gün namazlarda kırk defa okuduğumuz en güzel dua, kulluk akdimiz Fatiha suresini, kovulmuş şeytanı bir kez daha kovmak için en etkili anahtar besmeleyi, yaratılışımızı ve kulluğumuzu anlamlandırmanın yegâne yolu hamdetmeyi bize bir kez daha hatırlatmışsın. Bu kısa denemendeki akıcı içten üslup, ileride sizden daha uzun, daha derinlikli yazıların sadır olacağına işaret. Daha çok okumanız ve yazmanız dileğiyle…


GENÇ'ın Yazısı.