Bu Kadar Erken Gidilir mi? Asıl Şimdi Gerçek Hayatta
Gülcan Tezcan
Gerçek Hayat Dergi’sinin Genel Yayın Yönetmeni Faruk Yücel Kansere Yenik Düştü
Gecenin bir yarısı çalan telefonları ‘hayırdır inşaallah’ diye açarız çoğu zaman, kötü bir haber alacağımız içimize doğmuş gibi… O gece de aynı endişeyle açtım telefonumu. Dillendirmekten bile korkarken sevgili Ümmühan Atak’ın bitkin sesiyle Faruk Yücel’in ebedi aleme intikalini öğrendim. İnanmak ne zordu… Bir yıldan bu yana devam eden tedavisi sonuç vermemişti. Ümidini hiç kaybetmemişti ve biz de bir gün sağlığına kavuşacağı ümit ve inancıyla aklımıza bile getirmek istememiştik ölümü. Ama Allah sevdiklerini erken alır yanına derler ya. Faruk Yücel de erken gidenlerden olmuştu.
Gerçek Hayat dergisinin genç yazı işleri müdürü Ömer Faruk Yücel aramızdan ayrılalı neredeyse bir ay oluyor. Ağır bir hastalık geçiriyordu ancak yaşadığı tüm sıkıntılara, ızdıraplara rağmen işini aşkla yapmaya devam etti. Öylesine dirayetliydi ki geriye dönüp baktığımda hayranlığım daha da artıyor. Böylesi bir hastalıkla mücadele ederken bir yandan da camianın en hatırı sayılır dergisinin yazı işleri sorumluluğunu üstlenmek, o dergiyi bulunduğundan bir adım daha ileriye götürmek için kafa yormak, gece gündüz projeler üretmek, derginin kucaklayıcı bir fonksiyonu olmasına gayret etmek nasıl bir yürek ister varın siz hesap edin.
Çok genç yaşta yola çıkanlardı Faruk Yücel. Mesleğe alaylı olarak başlamış, işin mutfağında pişmişti. Gazeteciliğe Bu Yaka adlı yerel bir gazete çıkararak başlayan Yücel, Kartal İmam Hatip Lisesi’nin yetiştirdiği donanımlı gençlerden biri olarak kısa sürede girdiği her çevrede sivrildi. Liseden bir grup arkadaşıyla kurduğu Chulsuzlar adlı bir metal müzik grubu o dönem oldukça ses getirdi. Zira İmam Hatipli gençler için alışılmadık türde bir müzikle kendi sözlerini söylüyorlardı. Tüm bunlar daha o yıllarda Yücel’in hayata ne kadar farklı baktığını göstermeye yetiyordu. Dünya değişiyordu ve hayatı giderek zorlaştırılan, gelecek planlarına engel üstüne engel konan İmam Hatipli gençler de sözlerini yükseltmek için kendilerine yepyeni mecralar buluyorlardı. Faruk Yücel bu gençlerden biriydi ve medya alanında sağlam ve emin adımlarla gerçekleştirdi yürüyüşünü.
Mostar’da ve Yedi İklim’de yazılar yazan Yücel, özgün yazılarını, hayata bakışını özetleyen metinleri de http://www.yazihane.org adlı sitesinde okurlarıyla paylaştı. 2006 yılı sonlarında o dönem Halime Kökçe yönetimindeki Gerçek Hayat dergisine dosyalar hazırlamaya başlayan Yücel, 2007 sonlarında bir dönem İSKİ’de çalıştı ancak gazetecilik O’nun için öylesine vazgeçilmezdi ki 2008 yılında Gerçek Hayat dergisine bu kez Yazı İşleri müdürü olarak döndü. Gayretli, üretken, bizi de sürekli yeni bir şeyler yapmaya teşvik eden, dergiye hareket ve dinamizm getirmek için kafa yoran bir arkadaşımızdı. Bizim camiada gençlere bu kadar kolay koltuk teslim edilmez. Faruk Bey de bunun bilincinde kendine tanınan bu şansı en iyi ve verimli şekilde değerlendirmeye çalışıyordu. "Bizden sonra bu dergiyi çıkartanlar bu ekibin farkını görmeli" derdi hep. Bunu ne kadar başarabildik bilemiyorum.
Gazetecilik mesleğinde kıdem önemlidir. Ama kaideler de bozulmak içindir ya, Faruk Yücel bu kaideyi bozanlardandı. Yazı işleri mutfağında yaş ve kıdem olarak en küçüğümüz olmasına rağmen biriktirdikleri, heyecanı, hevesleri ve hayalleriyle hepimizden öndeydi. Erkenden hayatı tanımış, tıpkı bizler gibi alaylı olarak mesleğin içinde pişmişti. Ümmühan Atak`la geçmişe, Yeni Şafak’a dönük sohbetlerimizi büyük bir merak ve ilgiyle dinlerdi. Bir kaç kez yazı işleri ekibi olarak dergi ortamı dışında buluşup, konuşmayı, sohbet etmeyi teklif etti. Kariye, Çamlıca neresi olursa, diyordu. Cenazesinde Gerçek Hayat ekibi tam kadro Çengelköy Mezarlığı`nda Boğaz`ı gören kabrinin başındaydık...
Şimdi oturduğum yerin çaprazındaki masası boş... Sevgili Hande`nin elleri boş, anacığının sinesi boş... Rabbim en çok onlara sabır versin...
Yasinler ve Fatihalarınızı eksik etmeyin olur mu?
GENÇ'ın Yazısı.